Göz Rengi Değiştirme Ameliyatlarına Artan İlgi
Göz rengi değiştirme ameliyatlarına olan ilgi giderek artıyor ve en çok tercih edilen renk ise yeşil. Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Baha Toygar, bu konuda önemli bilgiler vererek, “Hastalarımızla ameliyat öncesinde detaylı görüşmeler yapıyoruz. En çok yeşil ve tonları tercih ediliyor. Bu işlem, gözün içine müdahale etmeyen, tamamen korneanın dış tabakasında gerçekleştirilen bir operasyon. Renk kartelasından hastalarla birlikte göz rengi seçimi yapıyoruz ve simülasyon gösteriyoruz; ancak sonuçlar genellikle simülasyondan daha tatmin edici oluyor. Ameliyata olan talep sürekli artmakta” şeklinde konuştu.
Ameliyat sırasında, göze biyouyumlu pigmentler enjekte edilerek kalıcı bir renk değişikliği sağlanıyor. Op. Dr. Toygar, “Ameliyat süresi genellikle 30-50 dakika arasında değişiyor; bu, hastanın göz yapısına bağlı olarak farklılık gösterebiliyor” dedi.
YEŞİL RENK TERCİHİ ARTMIŞ DURUMDA
Bu tür ameliyatların yaklaşık 10 yıldır yapıldığını belirten Toygar, başlangıçta hasarlı gözlerde uygulandığını ifade etti: “Geçmişte, iris tabakasında problemleri olan kişiler bu ameliyatı tercih ediyordu. 10 yıl kadar önce bir doktor, göz içinde bir tünel oluşturarak ameliyat yapmanın mümkün olduğunu keşfetti. Bu tedavi yöntemi, zamanla estetik amaçlı bir uygulamaya dönüştü. Dünyada birçok klinikte estetik cerrahi amacıyla uygulanmaya başlandı ve Türkiye’de de yeni yeni popüler olmaya başladı. Yurt dışında, iki göz renginin farklı olmasını isteyen hastalarla karşılaştım; ancak Türkiye’deki hastalar daha doğal ve gösterişli renkler tercih etmiyor. Mavi renk giderek daha az tercih edilse de, yeşil ve tonları hâlâ ön planda. Yeşil bazen bal rengi ile harmanlanarak özel bir renk oluşturuluyor ve bu tonlar oldukça ilgi görüyor” dedi.
“GERİ DÖNÜŞÜ YOK”
Her tıbbi işlemin yan etkileri olabileceğini hatırlatan Op. Dr. Toygar, “Bu işlem, gözün en dış tabakası olan korneaya tünel oluşturarak gerçekleştiriliyor. Bu tünel genişletilerek içine pigment enjekte ediliyor. Eski yöntemlerde göz içine iris takıldığı için çeşitli komplikasyonlar ortaya çıkıyordu. Şu anki yöntemle hastalara daha önce seçtikleri renkler simülasyon ile gösteriliyor. Renk pigmentinin doğru seçilmesi için bu önemli. Göz içine müdahale edilmediği için ağır komplikasyon riski yok; yalnızca enfeksiyon riski mevcut ama bugüne kadar böyle bir durumla karşılaşmadık. En büyük komplikasyon ise hastanın rengi beğenmemesi, çünkü bu durumun geri dönüşü yok” şeklinde konuştu.
“GÖZÜN İÇİNE MÜDAHALE EDİLMİYOR”
Ameliyatın damla ile yapıldığını ve süresinin 40-50 dakika arasında değiştiğini belirten Toygar, şunları kaydetti: “Süre, hastanın göz yapısına göre farklılık gösterebilir. Ertesi gün hastalar günlük yaşamlarına dönebilirler. Ameliyat sonrası göz hafif bulanık görse de, bu durum yaşa bağlı olarak değişkenlik gösterebilir. Ameliyat öncesinde hastalarla detaylı bir görüşme yapıyoruz. Bu işlem, gözün içine müdahale etmeyen, tamamen korneada gerçekleştirilen bir operasyon. Hastalardan iki kişi gelmelerini istiyoruz; bir göz yapıldıktan sonra, aynaya bakarak renk tonu ve boyutunu seçmelerini istiyoruz. İlk gözden memnunlarsa, diğer gözün operasyonuna geçiyoruz; aksi takdirde istenilen düzenlemeleri yapabiliyoruz. Ameliyat öncesi ve sonrası süreç oldukça detaylıdır; çünkü her bireyin kornea boyutları ve şekli farklılık gösterebilir ve bu durumları eşitlemek büyük önem taşıyor.”