Yemek borusu kanseri, dünya genelinde kanserle ilişkili ölümlerin başlıca nedenlerinden biri olarak öne çıkıyor. Özellikle erkeklerde daha sık görülen bu hastalık hakkında önemli bilgiler paylaşan Göğüs Cerrahisi Bölümü’nden Prof. Dr. Abdullah Erdoğan, yemek borusu kanserinin boğaz ile mideyi bağlayan tüp şeklindeki yemek borusunda geliştiğini aktardı. Erdoğan, “Tümörler, yemek borusunun iç astarını oluşturan mukozada ortaya çıkar. Toplumun yemek borusu kanseri nedenleri ve belirtileri hakkında yeterli bilgiye sahip olmaması, hastalığın önlenmesi ve tedavisinde en büyük engellerden biridir” dedi.
Ne Zaman Doktora Gitmelisiniz?
Erken teşhisin tedavi üzerindeki etkisine dikkat çeken Erdoğan, “Tedaviden olumlu sonuç almak için erken teşhis oldukça önemlidir. Belirtilerden biri veya birkaçı görüldüğünde doktorunuza başvurmak ve gerekli tetkikleri yaptırmak, kanserin hayati riskinden korunmanıza yardımcı olur. Yüksek oranlarda yemek borusu kanseri görülen ülkeler arasında yer alan Doğu toplumlarında (örneğin Çin, Hindistan, Japonya), yemek borusu kanserine yol açan başlıca etkenler beslenme şekli ve yiyeceklerin hazırlanma biçimidir. Tütsülenmiş balık gibi yöntemler önemli risk faktörleri arasında yer alır” ifadelerini kullandı.
Erdoğan, alkol tüketiminin de yemek borusu kanserinde önemli bir rol oynadığını belirterek, “Genel olarak aşırı alkol tüketimi, yemek borusu kanserinin diğer bir önemli risk faktörüdür. Özellikle batı toplumlarında aşırı alkol kullanımı, beslenme şekline bağlı olarak daha fazla öne çıkmaktadır. Ülkemizde ise özefagus kanseri, Doğu Anadolu bölgesinde diğer bölgelere oranla daha sık görülmektedir. Bunun nedeni aşırı sıcak çay tüketimi ve uygunsuz mangal yapım yöntemleridir. Mangalda besinlerin aşırı sıcaklıkta kömürleşecek şekilde pişirilmesi, bu besinlerin moleküler yapısını bozar ve kanserojen hale dönüşmesine yol açabilir. Özellikle sebze ve meyvelerin doğal olarak hazırlanması ve tüketilmesi, özefagus kanseri riskini azaltma konusunda önemlidir” şeklinde konuştu.
Diğer risk faktörleri arasında ise şunlar sıralandı: Tütün kullanımı, kronik mide ekşimesi veya asit reflüsü, gastroözofageal reflü hastalığı (GERD), Barrett özofagusu ve Akalazya.
Yutma Gücüne Dikkat!
Yemek borusu kanserinin erken evresinde en yaygın görülen belirtinin katı yiyecekleri yutma güçlüğü olduğunu belirten Prof. Dr. Abdullah Erdoğan, “Şikayetler tanıdan birkaç ay önce başlamakta ve hasta tarafından genellikle sıradan bir yutma güçlüğü olarak algılanmaktadır. Hastalığın diğer belirtileri arasında göğüste ağrı ve kanlı öksürük bulunmaktadır. Yemek borusu kanseri hastalarında ani kilo kaybı (bir ayda 6-7 kilo kaybı) da dikkat çeken belirtilerdir. Ayrıca ses kısıklığı ve mide ekşimesinin kötüleşmesi de görülebilir” diye ekledi.
Yemek borusu kanserinin erken evrede tedavisi, yemek borusunun alınmasının ardından mide veya kalın bağırsaktan bir tüp oluşturularak yemek geçişinin sağlanmasıyla gerçekleştirilir. İleri evre tedavi ise hastalığın yayılma durumuna bağlı olarak değişiklik gösterir. Gelişen teknolojiler sayesinde hasta açısından daha konforlu ameliyatlar yapılabilmekte, ameliyat öncesinde kemoterapi ve radyoterapi yöntemleri uygulanabilmektedir. Eğer hastaya tedavi edici bir ameliyat yapılamıyorsa, yemek borusu içinde açılan ve yemek geçişini sağlayan ‘stent’ kullanılmaktadır. Hastalık çok ileri düzeydeyse, mideye takılan bir beslenme tüpü ile hastanın hayatını devam ettirmesi sağlanmaktadır.”
