Sağlık

Çocukluk Çağı Kanserlerinde Tedavi Başarısı Yüzde 70’in Üzerinde

Prof. Dr. Sarı, Uluslararası Çocukluk Çağı Kanseri Günü kapsamında yaptığı açıklamada, dünyada her yıl 20 milyon kişinin kanser tanısı aldığını, bu kişilerin 400 bininin çocuklardan oluştuğunu belirtti.

Türkiye’de ise her yıl 3-4 bin arasında çocuğa kanser tanısı konulduğunu ifade eden Sarı, bu rakamların tüm kanser vakalarının yaklaşık yüzde 2</b'lik kısmını oluşturduğunu vurguladı.

Sarı, 15 Şubat’ta kutlanan Uluslararası Çocukluk Çağı Kanseri Günü ile 2002 yılından bu yana erken tanı ve doğru tedaviye erişimin sağlanması amacıyla farkındalık çalışmaları yürütüldüğünü belirtti. Çocukluk çağı kanserlerinin nadir görülmesi nedeniyle tanı konulmasında zorluk yaşandığını ve bu kanserlerin erişkinlerden oldukça farklı olduğunu kaydetti. Erişkinlerde daha çok akciğer, meme, prostat ve kolon kanseri görülürken, çocukluk çağında en sık rastlanan türlerin lösemi, lenfoma ve beyin tümörü olduğunu açıkladı.

Nedeni Belirlenemeyen Semptomlara Dikkat!

Çocuklarda nedeni bilinmeyen semptomların kanserin habercisi olabileceğine dikkat çeken Sarı, “Bu tümörlerin belirli bir spesifik bulgusu olmadığı için tanı gecikebiliyor. Özellikle çok uzun süreli, sebebi bilinemeyen ateş, kilo kaybı, halsizlik, vücudun herhangi bir yerinde oluşan şişlik, şiddetli baş ağrıları, kusmalar ve vücutta travma bölgesi dışında gelişen morluklar, çocukluk çağı kanserleri için uyarıcı olmalıdır. Ailelerin bu bulgulara dikkat etmesi gerekiyor. Eğer çocuklardaki semptomlar bir yere oturtulamıyorsa, aile hekimleri ve pediatristlerin ayırıcı tanıda çocukluk çağı kanserlerini düşünmesi gerekmektedir,” dedi.

Hücresel Tedaviler Artık Tedavimizin Bir Parçası

Sarı, “Günümüzde çocukluk çağı kanserlerindeki tedavi başarı oranlarımız oldukça arttı. Gelişmiş ülkelerde bu oran yüzde 80‘in üzerinde, ülkemizde ise yüzde 70‘in üzerine çıktı. Gelişmemiş ülkelerde ise hala yüzde 30‘ların altında kalıyor. Farkındalık gününün amacı, tüm kanserli çocukların tedaviye eşit oranda erişebilmelerini sağlamaktır,” şeklinde konuştu.

Çocukluk çağı kanserlerindeki tedavi yöntemlerine de değinen Sarı, lösemi ve lenfomanın tedavisinde öncelikle kemoterapinin tercih edildiğini belirtti. Diğer tümörlerde ise kemoterapinin yanı sıra cerrahi ve radyoterapi gibi yöntemlerin de kullanıldığını ifade etti. Son zamanlarda halk arasında akıllı ilaçlar olarak bilinen hedefe yönelik tedavilerin de bu kanser tedavisinde yerini almaya başladığını söyledi. Ayrıca, kök hücre nakilleri ve hücresel tedaviler‘in de tedavi sürecinin önemli parçaları haline geldiğini aktardı.

En Küçük Hastamız 6 Aylık

Çocukluk çağı kanserlerinde kapsamlı ve sürekli bir tedavi süreci yürüttüklerini vurgulayan Sarı, “Şu an en küçük hastamız 6 aylık. Yenidoğan döneminden 18 yaşına kadar tüm hastalarımızın tedavilerini yapıyoruz. Her yaş grubundan hastamız var. Hastalarımız 18 yaşının altında tanı alsa bile biz onları 25 yaşına kadar takip ederek tedavilerini üstleniyoruz,” dedi.

Sarı, bebeklerde ortaya çıkan tümörlere ilişkin şu bilgileri verdi: “Böbrek üstü bezi, böbrek ve karaciğer tümörü olan hastalar karında şişlikle geliyorlar. Şikayetler arasında huzursuzluk, beslenememe ve emmede bozukluk gözlemleniyor. Bebeklik döneminde ortaya çıkan beyin tümörlerinde ise nörolojik fonksiyonlarda bozulma, emekleme zorluğu ve idrar ile gaita çıkarmada güçlük gibi belirtiler görülebiliyor. Bunların hepsi onkolojik bir hastalığın belirtisi olabilir.”

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu