Trump’ın Ticaret Savaşları ve Türkiye Üzerindeki Etkileri
ABD Başkanı Donald Trump, dünya genelinde etkilerini hissettiren yeni ithalat vergilerini duyurarak, Dünya Ticaret Savaşlarını resmen başlatmış oldu. Bu hamlenin en çok Avrupa Birliği ve Çin üzerinde olumsuz etkileri olacağı öngörülüyor. Trump’ın “Amerika’nın Kurtuluş Günü” olarak adlandırdığı bu yeni vergiler, 2 Nisan’da açıklandığında dünya piyasalarında büyük bir sarsıntıya yol açtı. Uzmanlar, bu vergilerin ABD ile ticaret ortakları arasında 1.4 trilyon dolarlık bir küresel refah kaybı yaratabileceğini belirtiyor.
Trump, en yüksek gümrük vergilerini Çin ve Vietnam’a uygulayacaklarını açıklarken, Türkiye de %10’luk gümrük vergisi diliminde yer aldı. ABD, bundan böyle Çin’e %34, Avrupa Birliği’ne %20, Vietnam’a %46, Japonya’ya %24, İsrail’e %17, İngiltere’ye %10 ve Türkiye’ye de %10 gümrük vergisi uygulayacak.
Mevcut durumda, küresel iklim krizi, üretim krizi ve paylaşım kriziyle karşı karşıyayız. Küresel savaşlar yalnızca silahlarla değil, ekonomik ve psikolojik harp yöntemleriyle de sürdürülüyor.
Ekonomik Savaşların Temel Araçları
Ticaret savaşları sadece yüksek gümrük vergilerinden ibaret değil, aynı zamanda hedef ülkeyi etkileyen birçok iktisadi araç da kullanılmakta. Bu araçlar, ekonomik baskı yaratmak ve hedef ülkeleri diz çöktürmek için kullanılıyor.
Bankacılık sistemine müdahale de bu savaşların önemli bir parçasıdır. Türkiye’nin ulusal güvenliğini belirleyen Milli Güvenlik Siyaset Belgesi (MGSB), iktisadi güce etki edebilecek unsurlara yer vermektedir. Finans sistemleri üzerinde manipülasyon, yanıltıcı işlemler ve spekülasyonlar, düşman ülkelerin saldırı araçları arasında yer alıyor.
ABD ve Avrupa’nın Rusya’ya uyguladığı ekonomik yaptırımlar sonucunda, Rusya uluslararası para sistemi Swift’ten çıkarıldı ve Rus Merkez Bankası’nın yurt dışındaki rezervleri kullanarak borç ödemesi engellendi. Ayrıca, ABD Hazine Bakanlığı, Eylül 2022’de Rus ödeme sistemi Mir’i işleten Rus Ulusal Kart Ödemeleri Sistemi’ne yaptırım uyguladı. Bu durum, batılı bankaların Rusya’dan çekilmesine ve Rus merkezli bankaların yurt dışındaki faaliyetlerinin sona ermesine yol açtı.
Rus bankaları, bu yaptırımlara karşılık olarak, Çin’in geliştirdiği CIPS sistemini kullanmaya başladı. Visa ve Mastercard’ın Rusya’dan çekilmesiyle birlikte, Rusya’da faaliyet gösteren tek uluslararası ödeme sistemi olan UnionPay kullanımı arttı. Öte yandan, Türkiye’de Ziraat Bankası, Halkbank, Vakıfbank, İş Bankası ve Denizbank, Mir sistemini durdurdu ve yerine TROY ödeme sistemini getirdi.
ABD’nin bu saldırılarına karşılık olarak, Çin, Rusya ve İran, ABD dolarına olan bağımlılıklarını azaltacak politikalar geliştirmeye başladı. Çin, döviz takası yaptığı ülke sayısını 60’ın üzerine çıkarırken, Şanghay İşbirliği Örgütü de ödemelerde yerel para birimlerinin kullanılmasını talep ediyor.
Nadir Toprak Elementleri ve Dış Borç Üzerinden Siyasi Baskı
Batılı devletler, nadir toprak elementleri sektöründeki maden projelerine müdahale ederek, bu alandaki Çinli şirketlerin faaliyetlerini sınırlamaya çalışıyor. Örneğin, İngiltere, Şanghay’da işlem gören ve kısmen Çin devlet destekli bir şirket olan Nexperia’ya, milli güvenliğe tehdit oluşturduğu gerekçesiyle bir madenin hissesini satmasını emretti. Kanada da benzer bir şekilde, temiz enerji teknolojileri için kritik öneme sahip madenlerdeki Çinli şirketlerin hisselerini satmalarını talep etti.
Çin, Kuşak Yol Girişimi çerçevesinde güçlü siyasi ilişkiler ve ekonomik bağlar kurarak, Asya-Pasifik bölgesinde etkisini artırmaya çalışıyor. Ancak bu girişim, bazı ülkeler için sürdürülemez borç tuzaklarına dönüşebiliyor. Türk şirketlerinin Çin ile olan ticaret ilişkileri de benzer bir şekilde yönlendirilmekte.
Ambargolar ve CAATSA Yaptırımları
Rusya’ya uygulanan yaptırım ve ambargolar nedeniyle Türkiye’nin bu duruma katılmaması, ABD’de rahatsızlık yaratıyor. ABD’li yetkililer, Türk şirketlerinin Ruslarla iş yapmasının yaptırımlara maruz kalabileceğini belirtiyor. Ayrıca, CAATSA yasası kapsamında Türkiye’ye yönelik yaptırımlar uygulandı. Bu yaptırımlar, S-400 savunma sistemi alımından dolayı alındı ve çeşitli kısıtlamalar içeriyor.
Yaptırımlar arasında, SSB’ye yapılacak ihracatların yasaklanması, Türk yetkililere vize kısıtlamaları ve ABD’deki malvarlıklarının bloke edilmesi gibi maddeler bulunuyor. Bu durum, Türkiye’nin uluslararası ilişkilerinde önemli bir etki yaratmaktadır.