Washington DC Bölge Yargıcı Dabney Friedrich, Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza Dairesi (ICE) kuvvetlerinin ibadethanelerde düzensiz göçmenleri gözaltına alma yetkisine karşı açılan davada kararını verdi. Yargıç Friedrich, davacıların talep ettiği ihtiyati tedbir talebini reddederek, ICE ekiplerinin bu uygulamalarının yasalarla çelişmediğini belirtti.
Friedrich, ibadethanelerin “özel hedef” olarak seçildiğine dair herhangi bir kanıt bulunmadığını vurgulayarak, ihtiyati tedbir talebi için yeterli yasal dayanağın olmadığını ifade etti. Yargıç, dini grupların iddialarının aksine, Trump yönetiminin kilise ve sinagoglarda düzensiz göçmenlerin gözaltına alınmasına dair yetkisinin din özgürlüklerini ihlal etmediğini savundu.
Ayrıca, davacıların “baskın korkusu” nedeniyle ibadethanelere katılım sayısının düştüğü yönündeki iddialarını da değerlendiren Friedrich, bu durumun ana sebebinin ICE ekiplerinin eylemleri olup olmadığının kanıtlanamadığını kaydetti.
Diğer yandan, davacı dini grupların baş avukatı Kelsi Corkran, yargıcın kararını incelediklerini ve mevcut seçenekleri değerlendirdiklerini açıkladı.
ABD’de 27 dini grup, 11 Şubat’ta ICE kuvvetlerinin ibadethanelerde düzensiz göçmenleri gözaltına alma yetkisine karşı Trump yönetimine dava açmıştı. Dava dilekçesinde, Trump yönetiminin yeni politikasının ibadethanelere yönelik baskın korkusunu artırdığı ve bu durumun dini hizmetlere katılımı düşürdüğü, dolayısıyla insanların dini özgürlüklerini ihlal ettiği öne sürülmüştü.
ICE, 2011 yılında, okul, hastane ve kilise gibi hassas kabul edilen yerlerde düzensiz göçmenlerin gözaltına alınmasını engelleyen bir politika uygulamaya koymuştu. Eski Başkan Joe Biden yönetimi de benzer bir kılavuz yayımlayarak bu uygulamayı sürdürmüştü. Ancak Trump’ın göreve başlamasından bir gün sonra, İç Güvenlik Bakanlığı tarafından yayımlanan yeni yönergede, düzensiz göçmenlerin kilise, hastane ve okul gibi hassas alanlarda gözaltına alınmalarını sınırlayan uygulamanın sona erdiği duyuruldu.
Yeni yönergede, ICE kuvvetlerine daha fazla yetki verildiği belirtilerek, “Suçlular artık gözaltına alınmaktan kaçınmak için Amerika’nın okullarında ve kiliselerinde saklanamayacak. Trump yönetimi, cesur kolluk kuvvetlerimizin ellerini bağlamayacak ve bunun yerine sağduyularını kullanmalarına güvenecek.” ifadelerine yer verildi.
Göçmen hakları savunucuları ise hassas alanlarla ilgili bu politikanın kaldırılmasının toplumda korku yaratacağı ve çocukların okula gitmelerini veya insanların hastanelerde tedavi olmalarını engelleyebileceği endişesini dile getirdi.
