Şubat ayı dönem başkanlığını yürüten Çin, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde (BMGK) “Uluslararası barış ve güvenliğin sürdürülmesi” konulu üst düzey bir toplantı düzenledi. Toplantıda, çok taraflılığın uygulanması ve küresel yönetişimin reformu gibi önemli meseleler ele alındı.
Çin Dışişleri Bakanı Wang, Orta Doğu’daki mevcut durumu “gergin ve kırılgan” olarak tanımlayarak, “Gazze ve Batı Şeria, Filistin halkının ana vatanıdır ve siyasi uzlaşmalarda pazarlık kozu olarak kullanılmamalıdır” dedi.
Wang, Filistin-İsrail meselesinin iki devletli çözüm ile halledilmesi gerektiğine dikkat çekti ve bu çözümün sadece Filistin’e değil, tüm Orta Doğu’ya adil ve kalıcı bir çözüm sağlayacağını vurguladı.
Birleşmiş Milletler’i çok taraflılığı yeniden canlandırmaya ve küresel yönetişimi yenilemeye davet eden Wang, BMGK’nin misyonuna vurgu yaparak, “Güvenlik Konseyi, dar görüşlü jeopolitik düşüncelerinin ötesine geçmeli, dayanışma ve işbirliği ruhunu benimsemeli ve uluslararası barış ve güvenliği sağlama görevini etkin bir şekilde yerine getirmelidir” ifadelerini kullandı.
Toplantıda konuşan Pakistan Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Senatör Muhammed Ishak Dar, BMGK’nin “daha demokratik, temsili ve hesap verebilir hale gelmesi” gerektiğini vurguladı. Dar, Gazze’deki mevcut ateşkesi “umut ışığı” olarak nitelendirerek, “Anlaşmanın tüm aşamalarının tam olarak uygulanmasını, kalıcı bir ateşkese ve iki devletli çözüme götüren kapsayıcı bir siyasi sürece doğru evrilmesini umuyoruz. Ayrıca, Gazze’nin yeniden inşasını sabırsızlıkla bekliyoruz. Filistin halkının ana vatanlarından yerinden edilmesine karşıyız” diye konuştu.
ABD Başkanı Donald Trump, 4 Şubat’ta Beyaz Saray’da kabul ettiği İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile düzenlediği basın toplantısında, ABD’nin Gazze Şeridi’ni devralacağını açıklamıştı. Trump, Gazze’nin tamamen bir yıkım alanına dönüştüğünü belirterek, Gazze’deki Filistinlilerin, Mısır ve Ürdün gibi komşu ülkelere yerleşmelerinin daha iyi olacağını savunmuştu.
Trump, Filistinlilerin Gazze’den ayrılmaktan başka bir seçenekleri olmadığını da iddia etmişti.
