Dünya

Batı Balkanlar: Gerginliğin Yeni Merkezimi?

ABD Başkanı Donald Trump‘ın göreve gelmesiyle birlikte, ABD dış politikası büyük bir değişim sürecine girdi. Bu süreç, Rusya-Ukrayna Savaşı‘nı sona erdirmek amacıyla Rus lider Vladimir Putin ile gerçekleştirilen görüşmeler ve uygulanan gümrük vergileri ile, tarihsel müttefik olan Kanada ve Avrupa ile olan ilişkilerin kopmasına yol açtı. Bu durum, dünya siyasetini köklü bir şekilde sarstı.

İlgili Makaleler

Birleşik Krallık Dışişleri Bakanı David Lammy, gergin olan Belgrad, Kosova ve Saraybosna’da yaşananların daha da kritik bir hale geldiğini belirtiyor. Avrupa’nın dikkatinin Ukrayna üzerine yoğunlaştığı bu dönemde, Batı Balkanlar’daki gerilimlerin artması endişe verici bir durum olarak öne çıkıyor.

Lammy, Rusya Devlet Başkanı Putin’in eski Yugoslavya’daki etnik ve bölgesel çatışmaları istismar etme ihtimalinin yüksek olduğunu savunuyor.

AB Üyeliği: Çözüm Yolu

Birleşik Krallık, Rus etkisini azaltmak amacıyla Sırbistan, Kosova, Bosna-Hersek, Kuzey Makedonya, Arnavutluk ve Karadağ gibi altı Batı Balkan ülkesinin Avrupa Birliği‘ne katılması için çaba sarf ediyor. Lammy, bölgeye yaptığı bir ziyaret sırasında POLITICO’ya verdiği demeçte, “Avrupa’da savaşın yaşandığı bu dönemde, Batı Balkanlar’daki çözülmemiş sorunları göz ardı etmek büyük bir hata olur” şeklinde konuştu.

Lammy, Putin’in bölgedeki çıkarlarının istikrarsızlık yaratmak üzerine kurulu olduğunu vurguladı. Bu durumun, bölge ülkelerinin gerginlik içinde olmasına ve siber savaş gibi yeni tehditlerle karşılaşmasına yol açtığını ifade etti.

Altı Batı Balkan ülkesinin tamamı, AB üyeliğini hedef olarak belirlemiş durumda. Ancak bu hedefe ulaşmak için karşılaştıkları zorluklar oldukça büyük. Örneğin, Bosna-Hersek’te Sırp Cumhuriyeti’nin lideri Milorad Dodik, ayrılıkçı politikaları nedeniyle tutuklanma tehdidiyle karşı karşıya.

Rusya’nın İstikrarsızlaştırma Stratejisi

Dış politika uzmanları, Kremlin’in Balkanlar’da huzursuzluk yaratma çabası içinde olduğu ve etnik gerilimleri kullanarak kendi çıkarlarını pekiştireceğinden endişe ediyor. Lammy, Sırbistan’ın AB’ye katılım sürecine dair umutlarını koruduğunu ancak bu sürecin nasıl ilerleyeceği konusunda farklı görüşlerin bulunduğunu belirtti.

Bu noktada, Sırbistan’ın içindeki otoriterleşme eğilimleri ve protesto dalgaları, ülkenin AB’ye katılım sürecine olan etkilerini artırıyor. Sırbistan Başbakanı Milos Vucevic‘in istifası, bu sürecin ne kadar karmaşık olduğunu gözler önüne seriyor.

Kosova ve Sırbistan Arasındaki Gerilim

Kosova Cumhurbaşkanı Vjosa Osmani, “çılgın hegemonyacı komşuları” olarak tanımladığı Sırbistan ile ilişkilerin gergin olduğunu açıkça ifade ediyor. Son dönemde, Kosova’nın kuzeyindeki Banjska köyünde bir Sırp Ortodoks manastırının silahlı kişilerce kuşatılması, iki ülke arasındaki çatışmaların ne denli tehlikeli bir boyuta ulaşabileceğini gösteriyor.

Osmani, “İstikrarsızlaştırma peşindeki otokratlar, istediklerini yapabilirse bu bölgede gerilim hızla tırmanabilir. Önleme ve caydırıcılık kilit önem taşıyor” diye uyarıyor. Ayrıca, Bosna-Hersek’te Dodik’in uluslararası barış elçisinin emirlerine karşı geldiği için yargılandığı belirtiliyor.

Belgrad, Kosova Başbakanı Albin Kurti‘yi, Sırplara baskı yapmakla suçlarken; Kurti, Sırbistan’ın Rusya, Çin ve İran ile olan ilişkilerini yeni bir savaş tehdidi olarak görüyor. Kosova’daki NATO birlikleri, bölgedeki barışın korunmasında kritik bir role sahip.

Sonuç olarak, Batı Balkanlar’daki gerginlikler, uluslararası ilişkilerdeki karmaşıklığı artırıyor ve bölgedeki ülkelerin geleceği açısından büyük belirsizlikler barındırıyor.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu