Grönland Seçimleri: ABD’nin Etkisi ve Yerel Endişeler
ABD Başkanı Donald Trump, 2019 yılında Grönland’ı satın alma isteğini dile getirdiğinde, bu durum çoğu kişi tarafından bir şaka olarak algılandı. Ancak, Trump’ın Beyaz Saray’a dönüşüyle birlikte bu isteği yeniden gündeme taşıdığı görülüyor.
Şimdi tüm dikkatler, Danimarka‘ya bağlı özerk bölge Grönland‘da yarın gerçekleştirilecek seçimlere çevrildi. Grönland Başbakanı Mute Egede, ABD müdahalesi ve Grönlandlıların kendi kaderlerini tayin etme taleplerinin artması üzerine 11 Mart’ta erken parlamento seçimleri için çağrıda bulunmuştu.
Dünyanın en büyük adası olan Grönland’ın %80’i kalıcı olarak buzla kaplı ve bu nedenle büyük bir kısmı yaşanmaz durumda. Adanın nüfusu yalnızca 56 bin ve bu kişilerin çoğu yerli İnuitler.
Grönlandlılar, Trump’ın adayı satın alma konusundaki iddialarının ardından, dünya sahnesinde seslerini daha fazla duyurduklarının farkındalar. Çoğu kişi, ABD’ye katılma arzusunda değil ve Trump’ın açıklamaları karşısında endişe ve bunalmışlık yaşıyor.
Grönland, 1979’dan bu yana yerel yönetimle kendi başbakanına sahip. Şu anki başbakan, seçim günü 38. doğum gününü kutlayacak olan Mute Egede ve sol görüşlü Inuit Ataqatigiit partisinin temsilcisi.
Parlamento, altı siyasi partiden seçilecek 31 milletvekili ile temsil ediliyor ve bunların ikisi, Inuit Ataqatigiit ve Simiut partilerinin koalisyon hükümetinde yer alıyor.
Seçim sonuçlarını tahmin etmek zor olsa da, Ocak ayında yapılan bir ankete göre, Inuit Ataqatigiit partisinin yaklaşık %31 oy alabileceği öngörülüyor.
İktidardaki Inuit Ataqatigiit partisinden Pipaluk Lynge, birçok insanın Trump’ın Grönland’ı satın alma teklifinden korktuğunu dile getirerek, “Kontrol ve sahiplik, daha önce duymadığımız bir şey. Egemen ulusumuzu güvence altına almak için Avrupa ile daha güçlü bağlar kurmayı düşünüyoruz” dedi.
“BAŞKA BİR ULUS TARAFINDAN İKİ KEZ DAHA SÖMÜRGELEŞTİRİLMEK İSTEMİYORUZ”
Simiut partisi, seçim sonrası bağımsızlık vaadiyle daha fazla seçmen çekmeyi umuyor. Partiden Doris Jensen, Trump’ın dünya üzerindeki eylemlerinin ardından Grönland’ın geleceği hakkında daha fazla endişe duyduğunu ifade etti. Jensen, “Başka bir ulus tarafından iki kez daha sömürgeleştirilmek istemiyoruz” dedi.
“SİZİ ABD’NİN BİR PARÇASI OLMAYA DAVET EDİYORUZ”
Trump, seçim kampanyası sırasında ve başkanlık görevine başladıktan sonra birçok kez “Grönland’ı ABD’ye katacağız” şeklinde açıklamalar yaptı. Sosyal medya platformu Social Truth üzerinden yaptığı son açıklamada, “Eğer isterseniz, sizi dünyanın en büyük ulusu olan Amerika Birleşik Devletleri’nin bir parçası olmaya davet ediyoruz” ifadelerini kullandı.
ABD Kongresi’nde yaptığı konuşmaya atıfta bulunarak, “ABD, Grönland halkının kendi geleceğini belirleme hakkını güçlü bir şekilde desteklemektedir” dedi. Ayrıca, Grönland halkına, “İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana olduğu gibi sizi güvende tutmaya devam edeceğiz” sözleriyle seslendi.
TRUMP NEDEN GRÖNLAND’I İSTİYOR?
ABD, Grönland’a olan ilgisini gizlemiyor. Özellikle Soğuk Savaş döneminde adaya önemli yatırımlar yapıldı ve Thule Hava Üssü kurularak bölgedeki varlık güçlendirildi. Üssün stratejik konumu, ABD’nin Kuzey Kutbu ve Atlantik’teki faaliyetlerini izleyebilmesine yardımcı oluyor.
Askeri kaygıların ötesinde, Grönland, mineraller, nadir toprak metalleri ve petrol rezervleri açısından zengin bir bölge. Bu doğal kaynaklar, elektronik, yenilenebilir enerji ve elektrikli araçlar gibi ileri teknolojiler için önemli bir gereklilik taşıyor.
Grönland, önemli uranyum, altın, çinko ve diğer kritik malzeme rezervlerine sahipken, ABD ise nadir toprak mineralleri konusunda Çin‘e bağımlılığını azaltmak istiyor. Trump, göreve geldiği ilk döneminde de Danimarka’dan adayı satın alma isteğini dile getirmiş, ancak bu teklif Danimarka Başbakanı Mette Frederiksen tarafından “saçma” olarak nitelendirilerek reddedilmişti.