Alice Weidel: Aşırı Sağ Popülizmin Temsilcisi
Almanya’da son yılların en kritik seçimlerinden biri gerçekleşti ve Hristiyan Demokrat CDU/CSU, bu seçimde önde yer alarak dikkat çekti. Aşırı sağcı Almanya için Alternatif (AfD) partisi ise, 2021’deki seçimlere göre oylarını iki katına çıkararak ikinci sıraya yerleşti. Dün yapılan seçimde AfD, %20,8 oy oranına ulaşarak büyük bir başarının altına imza attı. Bu oran, bir önceki seçimde yalnızca %10,4’tü.
AfD’nin lideri olan 46 yaşındaki Alice Weidel, Almanya’daki aşırı sağ hareketin en tanınmış kadın yüzü olarak öne çıkıyor. Peki, Weidel hakkında neler biliniyor?
PARTİSİNİN İLK BAŞKAN ADAYI
Weidel, AfD’nin kuruluşunun ardından yalnızca 8 ay içinde, Ekim 2013’te partiye katıldı. 2017 yılında ilk kez federal milletvekili olarak seçilen Weidel, o tarihten bu yana AfD Meclis Grubu eş başkanlığını yürütüyor ve 2022’den bu yana Tino Chrupalla ile birlikte partinin eş başkanlığını üstleniyor.
Partisinin ilk başbakan adayı olan Weidel, Bayreuth Üniversitesi’nde ekonomi ve işletme eğitimi aldı. Çeşitli büyük şirketlerde çalıştıktan sonra, doktorasını Çin emeklilik sisteminin geleceği üzerine yazdı ve altı yıl boyunca Çin’de ikamet etti.
AfD’nin “güçlü kadını” olarak anılan Weidel, Almanya’daki aşırı sağın en etkili isimlerinden biri olarak öne çıkıyor. Özellikle göçmen karşıtı söylemleriyle dikkat çeken Weidel, doğduğu yer olan Gutersloh’da göçmenler tarafından birçok kez hakarete ve kötü muameleye maruz kaldığını belirtiyor.
Radikal açıklamalarından pişmanlık duymayan Weidel, kendini “liberal muhafazakar” olarak tanımlıyor.
ÖZEL HAYATI DA DİKKAT ÇEKİYOR
Weidel, Sri Lankalı film yapımcısı Sarah Bossard ile eşcinsel bir ilişki yaşıyor. Almanya’da tam zamanlı ikamet etmeyen Weidel’in hem Almanya’da hem de İsviçre’de evleri bulunuyor. İki oğlu ve partneriyle birlikte İsviçre’de vakit geçiriyorlar.
AfD, eşcinsel evliliklere ve eşcinsel çiftler için evlat edinme haklarına karşı bir duruş sergilemesine rağmen, Weidel ve Bossard’ın iki çocuk evlat edindiği biliniyor. Eşcinsel bir ebeveyn olan Weidel, ailenin tanımını özellikle anne, baba ve çocuklar olarak gördüğünü ve eşcinsel evliliğin yasallaştırılmasının önemsiz olduğunu ifade ediyor.
THATCHER HAYRANI
Ekonomik liberalizmin savunucusu olan Weidel, eski İngiltere Başbakanı Margaret Thatcher‘i rol modeli olarak benimsediğini sıkça dile getiriyor. Miras vergisinin kaldırılmasını savunurken, Avrupa’ya yönelik şüpheciliğini de sürdürüyor.
DEDESİNİN HİTLER İLE BAĞI ORTAYA ÇIKTI
Weidel’in dedesi Hans Weidel’in, Nazi Almanyası’nda Schutzstaffel (SS) üyesi olduğu ve Hitler döneminde askeri yargıç olarak görev yaptığı öğrenildi. Ancak Weidel, dedesiyle hiçbir teması olmadığını ve geçmişi hakkında bilgi sahibi olmadığını belirtti.
Ayrıca, Weidel, 9 Ocak’ta ABD’li iş insanı Elon Musk’ın sahibi olduğu sosyal medya platformunda canlı yayın yaparak, burada yaptığı açıklamalarla eleştirilerin hedefi oldu.
“RUSYA-UKRAYNA SAVAŞI ALMANYA’YI İLGİLENDİRMEZ”
Rusya-Ukrayna Savaşı‘nın asıl kurbanının Almanya olduğunu savunan Weidel, Rusya’ya yönelik yaptırımları da eleştiriyor. Savaşın Almanya’ya ekonomik zararlar verdiğini ve vermeye devam edeceğini belirten Weidel, “Savaş bizim sorunumuz değil ve sona erdiğinde Ukrayna’nın hesap vermesi gerekiyor” şeklinde konuştu.
Almanya’nın Ukrayna ile Rusya arasındaki toprak anlaşmazlıklarına müdahale etmemesi gerektiğine inanan Weidel, olası barış müzakerelerinin “önemli olduğunu” vurguladı ve ABD Başkanı Donald Trump’ın barış görüşmelerini kolaylaştırma çabalarını desteklediğini ifade etti.
KOALİSYONA DAHİL OLMAK İSTİYOR
Aşırı sağcı AfD lideri, dün yapılan seçimlerde partisi adına önemli bir başarı elde etti. Şimdi CDU/CSU ile koalisyon kurmayı hedefleyen Weidel, ancak CDU/CSU lideri Friedrich Merz, AfD ile koalisyon ihtimalini reddetti.