Avustralya’nın Sydney Teknoloji Üniversitesi’nden bilim insanları, gözetim teknolojilerinin **beyin üzerindeki etkilerini** araştırdı. Çalışma kapsamında 54 lisans öğrencisi, iki gruba ayrılarak 144 yüzün görüntülerini doğrudan ya da kaçamak şekilde gördü.
Araştırmacılar, katılımcılara bir gözlerinde yüz görüntüleri, diğer gözlerinde ise hızla yanıp sönen bir görsel gösterdi. Bu deneyde, bir grup katılımcı **kapalı devre güvenlik kameraları** (CCTV) tarafından izlendi; diğer grup ise herhangi bir gözetim altında olmadan görevlerini tamamladı.
Sonuçlar, her iki gruptaki katılımcıların doğrudan kendilerine bakan yüzleri daha hızlı tespit ettiğini gösterdi. Ancak, izlendiklerini bilen katılımcıların algılama sürecinin, diğer gruptan yaklaşık 1 saniye daha hızlı olduğu saptandı.
Araştırmacılar, genellikle **güvenlik amacıyla** kullanılan gözetim teknolojilerinin, sadece insan davranışlarını değil, aynı zamanda beynin bilgi işleme biçimini de etkilediğini vurguladı. Görsel uyaranlara verilen bu daha hızlı tepkinin, katılımcıların **bilinci dışında** gerçekleştiği kaydedildi.
Çalışmanın sonuçları, sadece izlendiklerini bilmenin bile diğer insanların bakışlarına yönelik farkındalığı bilinçsiz bir şekilde artırabileceğini gösterdi.
Deney sırasında, güvenlik kameralarının gösterilmediği veya izlenecekleri söylenmediği halde katılımcıların hafif bir izlenme hissi yaşadıklarını belirtmeleri, insanların gözlemlendiklerini hissetme konusunda doğuştan gelen bir önyargıya sahip olduklarını düşündürüyor.
Araştırmacılar, bu bulguların ruh sağlığı ve sosyal etkileşim açısından önemli çıkarımlar sunduğunu ifade etti. Çalışma, **Neuroscience of Consciousness** dergisinde yayımlandı.
