Epilepsi Nöbeti Geçiren Hastalara Yapılması Gerekenler
Güler, halk arasında “sara” olarak bilinen epilepsi‘nin, beyindeki sinir hücrelerinde meydana gelen anormal elektriksel aktivite dalgalanmalarının sonucu olarak bilinç kaybı gibi tekrarlayan nöbetlere yol açan bir beyin rahatsızlığı olduğunu belirtti.
Epilepsinin farklı türde nöbetlerle kendini gösterdiğini ifade eden Güler, “Epilepsi, beynin tekrarlayan nöbetler üretme potansiyeline sahip olduğu bir hastalıktır. Hastalar, tekrar tekrar nöbet geçirme eğilimindedir ve bu durum ‘epilepsi’ tanısı ile değerlendirilir. Nöbet esnasında beynin elektriksel aktivitesinde artış gözlemlenir ve bu da hastada motor kasılmalara neden olabilir. Ayrıca, hasta duygusal ve duyusal değişiklikler, kafa karışıklığı ve bilinç bulanıklığı yaşayabilir.” dedi.
Epilepsi Tedavi Edilebilir Bir Hastalıktır
Güler, epilepsinin bazen hiçbir belirti olmadan ortaya çıkabileceği gibi, enfeksiyon hastalıkları, genetik faktörler, travmalar, beyin ve damar hastalıkları ile Alzheimer gibi durumların da epilepsi nöbetlerine yol açabileceğini vurguladı.
Uykusuzluk ve açlığın epilepsi nöbetlerini tetikleyebileceğine dikkat çeken Güler, alkol ve madde kullanımı ile epilepsi ilaçlarının düzensiz kullanımının da nöbetlere neden olabileceğini aktardı.
Epilepsinin tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu belirten Güler, “Hastaların tanı aldıktan sonra nöbet tetikleyicilerinden kaçınmaları ve nöbetlerin kontrol altına alınması, tedavi sürecinin önemli bir parçasıdır. Diğer bir aşama ise nöbet önleyici ilaçların kullanılmasıdır. Bu ilaçlar sayesinde hastalarımızın yaklaşık yarısında nöbetsizlik sağlıyoruz. Eğer ilaç kullanımı ve nöbet tetikleyicilerinden uzak durulmasına rağmen nöbetler devam ediyorsa, hastalarımız epilepsi cerrahisi ve bazı pil tedavileri için aday olabilir. Ayrıca, ketojenik diyet de epilepsi tedavisinde kullanılan yöntemler arasındadır.” diye konuştu.
Nöbet Anında Yapılması Gerekenler
Güler, nöbet geçiren birine yapılacak müdahalenin hayat kurtarıcı olabileceğine dikkat çekerek, “Nöbet geçiren biriyle karşılaştığımızda öncelikle soğukkanlı olmalıyız. Hasta ayakta veya oturur durumda olabilir; yere ya da kanepeye sırt üstü yatırılabilir. Mümkünse hastanın yana doğru çevrilmesi uygun olacaktır. Gözlük varsa çıkarılmalı, çevresindeki bıçak, makas gibi tehlikeli eşyalar uzaklaştırılmalı, kravatı ve başörtüsü varsa gevşetilmelidir.” dedi.
Hastanın kollarına baskı yapmak veya ağzına bir şeyler sokmaya çalışmak son derece tehlikeli bir durum olduğuna dikkat çeken Güler, “Bu tür müdahaleler, istemeden hastanın kolunda, bacağında veya dişinde kırılmalara, ağzında ya da dudağında yaralanmalara yol açabilir. Dışarıdan müdahale olmadan sakince nöbetin bitmesini beklemeliyiz. Hastanın kendine zarar vermesini engellemek önemlidir. Nöbet süresi zaman olarak tutulmalı; 5 dakikadan kısaysa ve önceden benzer nöbetler geçirdiyse, hastanın kendiliğinden uyanması evde beklenebilir. Nöbet sırasında hastalara hiçbir şey yedirip içirmemeliyiz; soğan veya kolonya koklatmak ya da üzerine bir şeyler dökmek nöbeti sonlandırmaz.” ifadelerini kullandı.
Türkiye’de yaklaşık 1 milyon epilepsi hastası bulunduğunu tahmin eden Güler, ön yargılar nedeniyle hastaların en yakınlarından bile hastalıklarını gizleyebildiğini belirtti. Güler, epilepsi hastalığı hakkında bilinçlenmenin önemine değinerek, nöbetlerin bilgi sahibi olmayan kişilerce önyargıya yol açabileceği için toplumsal farkındalığın hayati önem taşıdığını vurguladı.