Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum, ‘Terörsüz Türkiye‘ sürecine dair önemli değerlendirmelerde bulundu. Uçum, “Tarihi imkânların heba edilmemesi gerektiğini” ifade ederek, “Terörsüz Türkiye’ye geçiş süreci rutin yaklaşımlarla yönetilemez” dedi.
Uçum’un kaleme aldığı yazıda, terörsüz Türkiye hedefinin ve geçiş döneminin dinamiklerinden bahsediliyor. Dünyanın krizlerle çalkalandığı bir dönemde, ekonomik süreçlerin sürekli bunalımlarla karşı karşıya kaldığına dikkat çekiliyor.
Ulusal ve uluslararası siyasal sistemlerde yaşanan sorunların giderek kronikleştiği ve hukuki süreçlerin etkisini kaybettiği vurgulanıyor. Filistin/Gazze’deki olayların, uluslararası sistemin çöküşünü gözler önüne serdiği belirtiliyor. Türkiye’nin Cumhurbaşkanı Erdoğan liderliğindeki çabalarının dışında, anlamlı bir uluslararası destek bulunmadığı ifade ediliyor.
Güç savaşlarının artık açık bir şekilde yürütüldüğü bu dönemde, güven veren ve bağlayıcı uluslararası kurumların yokluğu da eleştiriliyor. İnanç, hukuk, vicdan ve ahlak değerlerinin istismar edildiği bir dünyada yaşandığına dikkat çekilirken, insanlığın kaosun pençesine düşmekte olduğu kaydediliyor.
Türkiye’nin terörün kökten tasfiyesine yönelik attığı tarihi adımların önemine vurgu yapılıyor. Uçum, “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın vurgusuyla Terörsüz Türkiye adım adım inşa ediliyor” derken, TBMM bünyesinde oluşturulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun bu süreçteki rolünü de öne çıkarıyor.
Geçiş sürecinin sorunsuz ilerlemediğine ve gelecekte çeşitli sorunların çıkabileceğine dikkat çeken Uçum, hem iç hem de dış kaynaklı sabotaj girişimlerine karşı devletin çeşitli tedbirler aldığına dair bilgiler paylaşıyor.
Uçum, geçiş süreçlerinin kendine özgü dinamikler taşıdığını belirterek, bu dönemde bazı grupların fırsat arayışına girdiğini ve bu durumun yabancı istihbarat teşkilatlarının da işine yarayabileceğini ifade ediyor. Ancak, bu tür fırsatçı grupların zamanla tasfiye olacağını, devletin gerekli tedbirleri alacağını belirtiyor.
Asıl önemli olanın, bu geçiş sürecinin rutin dışı bir dönem olduğunu bilerek yönetilmesi gerektiğini vurgulayan Uçum, bu nedenle bazı grupların meseleleri aktüel siyaset üzerinden ele almasının yanıltıcı olabileceğini ifade ediyor. Türkiye Yüzyılı reform programı‘nın Terörsüz Türkiye süreciyle birlikte daha güçlü bir şekilde hayata geçeceğini belirtiyor.
Uçum, tarihi fırsatların gündemden kalkacak veya anlamını yitirecek konulara heba edilmemesi gerektiğini vurgularken, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın büyük reform programına hazırlık yapılması gerektiğinin altını çiziyor. Komisyonun demokrasi ve hukuk perspektifinde yapacağı çalışmaların, bu sürece önemli katkılar sağlayacağına inanıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sözleriyle yazısını bitiren Uçum, “Siyasi görüşlerimiz, hayat tarzlarımız, kökenlerimiz, fikirlerimiz farklı olsa bile hepimiz Türkiye Cumhuriyeti’nin asli sahipleriyiz, aynı evin fertleriyiz” diyerek birlik vurgusu yapıyor.
