Bakan Fidan: İki Acil Riskle Karşı Karşıyayız, Ortak Tutum Almalıyız
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Dışişleri Bakanları Konseyi Başkanı sıfatıyla bugün (26 Eylül) Birleşmiş Milletler (BM) 80. Genel Kurulu yüksek düzeyli haftası çerçevesinde İİT Dışişleri Bakanları Yıllık Koordinasyon Toplantısı’na başkanlık etti.
Bakan Fidan, açılış konuşmasında iki önemli acil riskten bahsetti:
İlk Risk: Gazze ve Batı Şeria
– Birincisi, Gazze’deki soykırım ve İsrail’in Batı Şeria’yı ilhak etme çabaları ile Filistinlileri zorla yerlerinden etme girişimleridir.
İkinci Risk: Bölgesel Güvenlik Tehditleri
– İkincisi, İsrail’in bölgedeki güvenliği tehdit eden yayılmacı stratejileridir. Netanyahu rejimi altında İsrail, “Büyük İsrail” hayalleriyle hareket eden bir haydut aktör haline gelmiştir.
Ortak Tutum ve Mücadele Çağrısı
– İİT ülkeleri olarak ortak bir tutum sergilemeliyiz. İsrail’e uluslararası silah ve mühimmat sevkiyatlarını durdurmak için birlikte çalışmalıyız.
– Uluslararası Adalet Divanı ve Uluslararası Ceza Mahkemesi süreçlerini güçlendirerek hukuki mücadele alanını artırmalıyız. Ayrıca, Filistin Devleti’nin BM’ye tam üyeliği için Filistin’in tanınması yönündeki ivmeden yararlanmalıyız.
– İsrail’in suçlarını uluslararası platformda ifşa etmek de kritik bir öneme sahiptir. Suriye’nin istikrarı, bölgenin genel istikrarı ile doğrudan ilişkilidir; bu nedenle İsrail’in Suriye’deki suçlarını durdurmak hayati bir meseledir.
İİT Üyelerine Çağrı
– Suriyeli kardeşlerimizin yeniden inşası için İİT üyelerinin desteği gerektiğini vurguladı. Ayrıca, İslam düşmanlığının arttığı bir dönemde, Müslüman toplulukları hedef alan ırkçı eylemlere karşı ortak bir tepki gösterilmesi gerektiğini belirtti.
– Kıbrıs meselesi ve Batı Trakya’daki Müslüman Türk Azınlığı’nın durumu, dış politikamızın önemli konularıdır. Tüm İİT üye devletlerini, Müslüman Kıbrıs Türkleri’nin haklarını desteklemeye ve onlarla doğrudan temas kurmaya çağırıyoruz.
– Yunanistan’da, Batı Trakya’daki Müslüman Türk Azınlık ve Oniki Ada’daki Müslüman Türk nüfus, temel hak ve özgürlüklerinden mahrum kalmaya devam etmektedir.
