Ekonomi

OECD’den Küresel Borç Alarmı: 2025 Raporu Açıklandı

OECD, Küresel Borç Raporu 2025‘i yayımlayarak, dünya genelindeki borç durumuna dikkat çekti.

Raporda, 2022 öncesinde gözlemlenen düşük faiz dinamiklerinin, 2024 itibarıyla yerini yüksek faiz dönemine bıraktığı belirtiliyor.

Merkez bankalarının politika faizlerini düşürmeye başlamasına rağmen, birçok önemli ülkede tahvil getirileri artarken, hem ülke hem de şirket borçluluklarının da yükseldiği gözlemleniyor.

Daha yüksek maliyetler ve artan borç seviyeleri, yatırım ihtiyaçlarının kritik boyutlara ulaştığı bir dönemde, gelecekteki borçlanma kapasitesini kısıtlama riski taşıyor.

Bazı kurumsal ve gelişmekte olan piyasa ihraççıları, piyasaya erişimde zorluklarla karşılaşıyor ve bu durum, gerekli fonların harekete geçirilmesini de olumsuz etkiliyor.

Artan jeopolitik ve makroekonomik belirsizlikler, borç piyasalarının sürdürülebilir büyümeyi finanse etme konusundaki zorluklarının daha da derinleşmesine neden oluyor.

OECD raporuna göre, hükümetler ve şirketler, 2024’te piyasalardan global ölçekte 25 trilyon dolar borçlandı. Bu rakam, 2007’deki borçlanma seviyesinin neredeyse üç katına denk geliyor.

Bu artış, büyük ölçüde 2008 mali krizi ve Kovid-19 salgınının etkilerini yansıtıyor. Borç piyasaları aracılığıyla sağlanan büyük mali destek paketleri, derin ekonomik durgunlukların önlenmesine yardımcı oldu.

2024’te, devlet ve şirket tahvil borçları küresel çapta 100 trilyon doları aştı. OECD ülkelerinde, 2023’te 14 trilyon dolar olan devlet tahvil ihraçları, 2024’te 16 trilyon dolara ulaştı. Bu yıl ise bu rakamın 17 trilyon dolara çıkarak rekor kırması bekleniyor.

Gelişmekte olan ülkelerde de borçlanma seviyesi belirgin bir artış gösterdi. Bu ülkelerde, 2007’de bir trilyon dolar seviyesinde olan tahvil ihracı, 2024’te 3 trilyon doların üzerine çıktı.

Gelişmekte olan ülkelerde mevcut borç seviyesi ise, 2007’deki 4 trilyon dolardan 2024’te 12 trilyon dolara yükseldi.

Merkez bankaları, geçtiğimiz yıl niceliksel sıkılaştırma yoluyla borç piyasalarından çekilmeye devam etti. OECD ülkelerinde, yurt içi devlet tahvillerinin merkez bankası varlıkları, 2021’de toplam ödenmemiş borcun yüzde 29’una karşılık gelirken, bu oran 2024’te yüzde 19’a geriledi.

OECD’ye göre, jeopolitik gerilimler ve ticari belirsizlikler, riskten kaçınma eğilimlerinde değişikliklere yol açabilir ve bu durum bazı uluslararası portföy akışlarını olumsuz etkileyebilir. Kurumsal piyasalarda yaşanan şoklar, ihraççılar, yatırımcılar ve portföy seviyelerindeki yüksek konsantrasyon nedeniyle artış gösterebilir.

Bu bağlamda, devlet tahvili piyasalarında likidite iyileşirken, piyasa oynaklığının salgın öncesi seviyelerin üzerinde kalmaya devam ettiği görülüyor. Piyasa yapıcıları likiditeyi desteklese de, sınırlı depolama kapasitesi, özellikle piyasa stresinin arttığı dönemlerde sorunlar yaratabilir.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu