Dün, TBMM Genel Kurulu’nda Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) için boş olan 5 üyelik için seçim gerçekleştirildi. CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın ve beraberindeki milletvekilleri, bu üye seçimlerinin durdurulması ve iptal edilmesi talebiyle AYM‘ye başvuruda bulundu. Başvurunun ardından bir açıklama yapan Günaydın, TBMM’nin karanlık bir gece yaşadığını ifade ederek, “Genel Kurul’dan tam 10 saat sonra Anayasa Mahkemesi’ne hem usul hem de esas yönünden eylemli iç tüzük ihlali gerekçesiyle bu seçimlerin yürürlüğünün durdurulması ve iptali amacıyla dilekçemizi hazırladık. HSK’nın 13 kişilik üyelerinin 4’ü doğrudan partili cumhurbaşkanı tarafından atanıyor. Birisi Adalet Bakanı, bir diğeri ise müsteşar olarak atanan 2 kişi de yine parti üzerinden gelmektedir. Böylece geriye kalan 7 kişinin nasıl seçileceği hem anayasada hem de iç tüzükte belirlenmiştir. Anayasa ve Adalet Komisyonu’nun birleşiminden oluşan karma komisyonda uyguladıkları yeni oylama yöntemleriyle 15 kişiyi belirlediler. Oysa kanun koyucu, ilk oylamada 3’te 2, ikinci oylamada ise 5’te 3 çoğunluk aranması gerektiğini ifade ediyor. Eğer bu sağlanamazsa, ad çekme yöntemine başvurulmalıdır. Biz, Anayasa ve Adalet Komisyonu’nun karma komisyondan çekildiğimiz gibi, dün de yaşanan hukuksuzluklara tanık olmamak amacıyla genel kurulu terk ettik” dedi.
‘Cübbe İçindeki Sorunlar’
Günaydın, “Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun teşkilatında, Meclis Başkanının gözleri önünde, iktidar bloğunun çabasıyla böylesine bir tesadüfler zincirini organize edebiliyorsanız, bu işler en azından ‘organize işler’ olarak tanımlanmalıdır ve ‘torbacı iktidar’ olarak adlandırılmalıdır. Böyle bir oylamada Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun tarafsız ve bağımsız olması, hakim ve savcıların atamalarını, görevde yükselmelerini, görevden alınmalarını, incelemelerini ve soruşturmalarını doğru bir biçimde yapabileceğini öngörmek mümkün mü? 22 yıllık iktidarlarında üzülerek ifade etmek istiyorum ki, cübbede olmaması gereken 3 şey cübbelere eklenmiştir. Artık bu memlekette örnekleriyle görüyoruz ki; o cübbelerde maalesef cep vardır. O cübbelerde düğme vardır. Ve o cübbelerde memleketin altına dinamit koyacak şekilde artık rozetler bulunmaktadır. Bunun kabul edilmesi mümkün değildir” diye belirtti.
