Elon Musk ve Avrupa Siyaseti: Gerilim Dolu Bir Süreç
Dünyanın en zengin insanı ve eski ABD Başkanı Trump’ın en büyük destekçisi olan **Elon Musk**, Avrupa siyasetiyle bir **’söylem savaşı’** içerisine girmiş durumda.
Aşırı sağcı Avrupa partilerine olan desteğini açıklayan Musk, Almanya’nın Nazi sempatizanı olarak eleştirilen **AfD** lideriyle gerçekleştirdiği röportajla dikkatleri üzerine çekti. Ayrıca, İngiltere siyasetiyle ilgili yaptığı paylaşımlar da büyük yankı uyandırdı.
**Avrupa Birliği** yönetimi ve Musk arasında yükselen gerilim, her geçen gün daha belirgin hale geliyor. Trump’ın ABD ile AB arasındaki ticaret dengesindeki 350 milyar dolarlık açığı dile getirmesi ve ekonomik güç kullanacağını belirtmesi, Musk ile Trump arasındaki benzerlikleri gözler önüne seriyor.
Musk’ın aşırı sağcı partilere destek veren paylaşımları, Avrupa’da büyük tepkilere neden olurken, uzmanlar bu tutumun **aşırı ideolojileri normalleştirme** amacı taşıdığını belirtiyor.
Birleşik Krallık
ABD’li milyarder Elon Musk, **İşçi Partisi** lideri ve Birleşik Krallık Başbakanı **Keir Starmer**’ın başsavcı olduğu dönemde çocuk istismar çetelerine yeterli ceza vermediğini iddia etti. Starmer ise Musk’ı isim vermeden **’yalan ve yanlış bilgi’** yaymakla suçladı.
Musk’ın, İşçi Partisi üyelerine yönelik suçlamaları bununla sınırlı kalmadı. İngiltere İçişleri Bakanı **Jess Phillips**’i **’tecavüz soykırımı savunucusu’** olarak itham etti. Starmer, Phillips’i savunarak Musk’ın ifadelerinin sınırı aştığını vurguladı.
Musk, X hesabından **’ABD’nin İngiliz halkını ‘zalim hükümetten’ kurtarıp kurtarmaması’** başlıklı bir anket yayınladı. Başbakan Starmer, Musk’ın bu anketine yorum yapmadı.
**Liberal Demokratlar** partisinin lideri **Ed Davey**, Musk’ı ülkesi hakkında hiçbir şey bilmediği halde İngiltere demokrasisine müdahale etmekle eleştirdi. Davey, Musk’ın bu sorumsuz söylemlerinin, İngiltere’nin ABD’nin seçilmiş başkanı Trump yönetimine güvenemeyeceğinin bir göstergesi olduğunu savundu.
Musk, Kral Charles’tan parlamentoyu feshetmesini istemiş ve Starmer’ı **’son derece aşağılık’** olarak nitelendirerek hapse atılması gerektiğini iddia etmişti.
Almanya
Musk, sosyal medya platformu X’te yaptığı paylaşımda **AfD**’yi överek **’Almanya’yı sadece AfD kurtarabilir.’** ifadelerini kullandı. Daha sonra, **Welt am Sonntag** gazetesinde yayımlanan makalede, AfD’yi **’Almanya için son umut kıvılcımı’** olarak tanımladı.
Almanya Başbakanı **Olaf Scholz**, Musk’ı eleştirerek, gelecekte ne olacağını vatandaşların belirleyeceğini ve sosyal medya sahiplerinin buna karar veremeyeceğini söyledi. Almanya Hükümet Sözcü Yardımcısı **Christiane Hoffmann** ise Musk’ın açıklamalarının Federal Meclis seçimlerini etkilemeye yönelik olduğunu ifade etti.
Musk, Almanya Cumhurbaşkanı **Frank-Walter Steinmeier** için **’Steinmeier antidemokratik bir zorbadır. Yazıklar olsun ona.’** paylaşımında bulundu.
Avrupa’dan Tepkiler
Musk’ın bu ifadeleri, Almanya ve diğer Avrupa ülkelerinde büyük tepkilere yol açtı. Fransa Cumhurbaşkanı **Emmanuel Macron**, Musk’ı seçimlere müdahale etmekle suçlarken, Norveç Başbakanı **Jonas Gahr Stoere**, milyarderin başka ülkelerin siyasi meselelerine karışmasının endişe verici olduğunu belirtti.
İspanya Başbakanı **Sanchez**, Musk’ı isim vermeden, **’tüm dünyada ilerleyen uluslararası aşırı sağa liderlik eden gezegendeki en zengin iş insanı’** olarak tanımladı ve dünya genelindeki aşırı sağın yükselişine karşı dikkatli olunması gerektiği uyarısında bulundu.
**AB Komisyonu** İç Pazardan Sorumlu Üyesi **Thierry Breton**, Musk’ın sahibi olduğu X sosyal medya platformunun Avrupa’da yasaklanabileceğini ifade etti.
Belçika Başbakanı **Alexander De Croo**, Musk’a müdahale edilmesi gerektiğini vurguladı ve **’zengin ve güçlü insanların müdahalesi’** olduğunu belirtti.
Musk’ın Diğer ‘Müdahaleleri’
Musk’ın müdahaleleri sadece Birleşik Krallık ve Almanya ile sınırlı değil. Romanya’nın en üst mahkemesinin cumhurbaşkanlığı seçimini iptal etmesinin ardından, **’Bir yargıç nasıl olur da bir seçimi iptal eder ve diktatör olarak görülmez?’** paylaşımını yaptı.
İrlanda’da ise Dublin’deki göçmen karşıtı mitingin ardından, **’İrlanda halkının kendi ayakları üzerinde durduğunu’** iddia etti ve nefret söylemi yasasına karşı yasal mücadeleleri destekleyeceğini duyurdu.