İstanbul atölyesi iki dil bilenler için Türkçe öğrenimini geliştiriyor
Türk-Alman Üniversitesi ile Türkiye Maarif Vakfı işbirliği kapsamında İstanbul'da Türk-Alman Üniversitesi Beykoz yerleşkesinde iki günlük bir çalıştay düzenlendi.
"İki Dillilere Türkçe Öğretimi" çalıştayı, Türk diasporası çocuklarına Türkçe öğretimi konusunda farkındalık yaratmak ve iki dilli bireyler arasında dil öğrenme sürecini geliştirmek amacıyla üniversiteden akademisyen ve öğrencileri bir araya getirdi.
Etkinlik, üniversitenin rektörü Profesör Cemal Yıldız'ın açılış konuşmasıyla başladı. Konuşmasında üniversitenin kurulduğu 2013 yılından bu yana olan geçmişini anlatarak, üniversitenin Türkçe-Almanca konuşan öğrenciler için önemli bir merkez haline geldiğini vurguladı.
Yıldız, çalıştayın Türkçe öğretimi alanındaki zorlukların ve fırsatların değerlendirilmesine, ortak çözümlerin bulunmasına ve geleceğe yönelik stratejiler oluşturulmasına önemli katkı sağladığını vurguladı.
"Son yarım yüzyılda yaşanan olağanüstü teknolojik gelişmeler ve dijitalleşme, kaçınılmaz olarak Türkçe öğrenimi ve öğretimi üzerinde küresel bir etki yarattı. Bu etki, alana katkı sağlama fırsatlarının yanı sıra iş birliğiyle aşılması gereken zorlukları da beraberinde getiriyor. Bu nedenle, iyileştirmeler yapmak için dil öğretim süreç ve yöntemlerini sürekli olarak gözden geçirmek, güncellemek ve teknolojiyle bütünleştirmek büyük önem taşıyor" dedi.
"Bildiğiniz gibi çok sayıda Türk aile çocuklarıyla birlikte yurt dışında yaşıyor. Bu çocuklara Türkçe öğretmek çok önemli, bu yüzden bu çalıştayda öğretim sürecine odaklanmayı hedefledik. Yurt dışındaki okullarda okuyan çocuk sayısı yaklaşıyor. 1 milyon. Türkiye Cumhuriyeti olarak bu çocukların başka bir kültüre ve dile uyum sağlarken ana dillerini öğrenmelerine de yardımcı olmayı elzem görüyoruz." dedi.
"İki gün boyunca çalıştaya Türkiye'den ve yurt dışından 90'a yakın akademisyen ve araştırmacımız katılıyor. Çalıştayın ardından kapsamlı bir rapor hazırlayıp hedeflerimize ulaşmak için gerekli aksiyonları alıp ilgili kurumlarla ve kamuoyuyla paylaşacağız."
Türkiye Maarif Vakfı Başkanı Prof. Dr. Birol Akgün, vakfın yurt dışında Türkiye adına örgün ve yaygın eğitim faaliyetleri yürütmek amacıyla kurulduğunu belirtti. Türkçenin öğretilmesinin ve Türk kültür ve medeniyetinin değerlerinin dünyaya doğru tanıtılmasının önemini vurguladı.
Akgün, Türkçe öğretimine yönelik, Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu onaylı, uluslararası standartlara uygun bir müfredat hazırladıklarını belirtti.
Akgün, "Okul öncesi eğitimden başlayarak K12 eğitiminin her kademesinde sistematik olarak Türkçe öğretiyoruz; hedefimiz mezunlarımızın en az B2 düzeyinde Türkçe yeterliliğine sahip olmalarıdır." dedi.
Her yıl her sınıf seviyesinde Türkçe Yeterlik Ölçme Sınavı (TDTS) yaptıklarını, bu yıl ilk kez mezun olan öğrencilere Türkçe Yeterlik Sınavı'nı (TDYS) yapacaklarını ifade etti.
Avrupa'da yaşayan Türk çocuklarının hem yerel dile hakim olmasının hem de anadillerinde kaliteli eğitim almalarının önemine vurgu yapan Akgün, şöyle konuştu: "Araştırmalar, anadilini doğru öğrenemeyen ve kullanamayan iki dilli çocuk ve gençlerin öğrenme konusunda da zorluk yaşadıklarını gösteriyor. Yaşadıkları toplumun dilini öğrenmeleri. Yanlış ya da eksik dil öğrenimi, sadece iletişimde değil, duygu ve düşüncelerin ifade edilmesinde de benzer hata ve eksikliklere yol açabilir."
Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Genel Müdürü Tuba Korkmaz, Türk çocuklarının köklerini, dillerini ve kültürlerini unutmalarını engellemek için başlatılan Türkçe derslerinin artık iki dil bilen bireylere Türkçe öğretimi alanında da gelişmeye başladığını vurguladı.
Çalıştaya, Türk kültürünün ve dilinin hem uluslararası hem de yurt içinde tanıtılmasına yönelik kuruluşlar olarak Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB), Yunus Emre Enstitüsü ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'ndan temsilciler de katıldı.
Humboldt Üniversitesi'nden Profesör Natalia Gagarina, "Erken Kelime Bilgisinden İlkokula Kadar Türk-Alman İki Dilli Çocuklarda Dil Gelişiminin Eleştirel Bir Analizi" başlıklı bir sunum gerçekleştirdi. Sunumunda Türk-Alman öğrenciler üzerinde yürüttüğü araştırmayı aktaran Gagarina, bu çocukların dil gelişimini anlamanın Türkçe ve Almanca dilbilgisi, sosyokültürel etkiler, aile dinamikleri ve eğitim bağlamları gibi faktörlerin incelenmesini gerektirdiğini vurguladı.
Çalıştayın öğleden sonraki programında Rouen Normandiya Üniversitesi'nden Profesör Mehmet Ali Akıncı "İki Dilli Çocuklara Dil Öğretimi: Fransa'daki Türkçe Örneğiyle Son Gelişmeler" başlıklı bir konuşma gerçekleştirdi.
Çalıştayın ikinci gününde katılımcılar ve akademisyenler arasında fikir ve bilgi alışverişini kolaylaştırmak amacıyla yuvarlak masa tartışmaları ve soru-cevap oturumları düzenlendi.
Çalıştay boyunca Avrupa'daki Türk çocuklarına yönelik kurum ve sivil toplum kuruluşlarının (STK) yürüttüğü, özellikle Türkçe öğretimi odaklı eğitim faaliyetleri çeşitli yönleriyle değerlendirilecek. Mevcut durum ve sorunların çözümlerini içeren bir rapor oluşturulacak.
Cuma günü gerçekleştirilecek çalıştay sonunda iki dil bilen bireylere Türkçe öğretimi için geliştirilen eğitim modelleri ilgili kurumlarla ve kamuoyuyla paylaşılacak.