PKK destekçileri Belçika genelinde Türk toplumunu hedef alıyor
Belçika'daki Türk toplumu için şiddet dolu bir hafta sonu, PKK terör örgütü sempatizanlarının hedef almasıyla yeni bir haftaya sıçradı. Limburg'da PKK yanlısı grupların bölgedeki Türkleri kışkırtmaya çalıştığı olayların ardından Liege'de bir gecede yeni isyanlar çıktı.
Terör örgütünün destekçileri, Vise ilçesinin yoğun bir Türk nüfusuna sahip bölgesi olan Cheratte'de bir camiye ve Türkiye Milliyetçi Hareket Partisi'ne (MHP) bağlı İdealistler Kulüpleri'nin ofislerine yönelik çok sayıda saldırı düzenledi. Maskeli kişilerden oluşan grup, PKK yanlısı sloganlar atarak Cheratte'de Türk vatandaşların ev, mağaza ve araçlarına saldırdı. Görgü tanıkları Belçika polisinin müdahale etmediğini iddia etti.
Ayaklanmalar, Brüksel'deki Avrupa Parlamentosu binası önünde, yaklaşık 150 PKK destekçisinin polis barikatlarını aşmaya çalıştığı başka olayların ardından geldi. Türkiye'nin Brüksel Büyükelçiliği'nin bulunduğu caddeden geçmeyi planladığı anlaşılan kalabalığı polis durdurdu.
Pazar günü PKK destekçileri Belçika'nın Limburg kentindeki Türk toplumunu kışkırtmaya çalıştı. Türkiye'de binlerce kişinin ölümünden sorumlu olan grubun sempatizanlarının başlattığı tartışmayı yerel polis tazyikli suyla kontrol altına aldı.
Grup, başkent Brüksel yakınlarındaki Limburg'un Heusden-Zolder semtinde Türk kökenli vatandaşların yoğun olarak yaşadığı bir bölgeden geçerken kışkırtıcı sloganlar attı. Nevruz kutlamalarından dönen grup, PKK'nın "bayraklarını" taşıyordu.
Sloganlara öfkelenen bazı Türkler konvoyun karşısına çıktı. Bazı araçların ateşe verildiği olay yerine gelen polis ekipleri, durumu kontrol altına almak için tazyikli su kullandı. Heusden-Zolder Belediye Başkan Yardımcısı Yasin Gül, AA muhabirine, PKK sempatizanlarının kışkırtıcı sloganlar atarak Türk asıllı bir vatandaşa saldırdığını söyledi. “Biz Batı Avrupalı Türkler olarak 60 yıldır burada yaşıyoruz. Gül, belediyemizde daha önce böyle bir olay yaşamamıştık” dedi. Belediye nüfusunun yaklaşık dörtte birinin Türk kökenli olduğunu söyledi. Nevruz etkinliğine çevre il ve ülkelerden PKK sempatizanlarının katıldığı yönündeki haberler üzerine yerel yetkililerin şimdiden önlem aldığını ifade etti.
Olay Türkiye'nin de tepkisini çekti. İktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Genel Başkan Yardımcısı Zafer Sırakaya, Türkiye'nin Limburg'daki hain saldırı karşısında sessiz kalamayacağını söyledi. Sırakaya, saldırıda yaralanan Aydın Kamalak'ı telefonla arayarak geçmiş olsun dileklerini iletti ve "bu saldırıyla ilgili terör destekçileriyle ilgili yargı sürecini yakından takip edeceklerinin" sözünü verdi. Sırakaya, sosyal medya paylaşımında, bir kişinin sırf etnik kökeni nedeniyle Avrupa'nın göbeğinde barbarca saldırıya uğramasının kabul edilemez olduğunu söyledi.
"Irkçı, ayrımcı, Müslüman karşıtı düşüncelerle beslenen kirli şebekelere karşı uluslararası yaptırımların net bir şekilde uygulanması için Türkiye ve AK Parti olarak mücadeleye devam edeceğiz."
Sosyal medyada dolaşan görüntülerde, Ülkü Ocağı'nın bulunduğu binadan PKK'lıların molotof kokteyli atmasının ardından alevlerin yükseldiği görülüyor. Sosyal medyadaki fotoğraflarda da grubun saldırdığı bir caminin camlarının kırıldığı görülüyor.
PKK, Avrupa Birliği tarafından terör örgütü olarak tanınmasına rağmen Avrupa ülkelerinde destek buluyor. Grubun destekçilerinin Avrupa'nın büyük şehirlerinde kitlesel mitingler düzenlemesine izin veriliyor. PKK aynı zamanda AB'yi mali kaynaklarını ve terörist alımını desteklemek ve liderliği için güvenli bir sığınak olarak da kullandı. PKK'nın üst düzey isimlerinden Zübeyir Aydar ve Adem Uzun, geçtiğimiz temmuz ayında Brüksel'de terör örgütünün destekçilerinin katıldığı mitinge katılmıştı. Türkiye'nin aradığı iki kişi, Avrupa Parlamentosu binası önünde düzenlenen mitinge katılarak grubun tutuklu lideri Abdullah Öcalan'ın serbest bırakılması çağrısında bulundu. Göstericiler, Öcalan'ın fotoğraflarını ve Türkiye'nin Marmara Denizi'ndeki bir adada hapsedilen üst düzey terörist için “özgürlük” yazılı pankartlar taşıdı. Mitinge ayrıca Avrupa çapında birçok belediyenin temsilcileri ve sivil toplum kuruluşlarının (STK) üyeleri de katıldı. Türkiye daha önce Aydar ve Uzun hakkında uluslararası tutuklama emri çıkarmıştı. Her iki adam da yıllardır Belçika'da ikamet ediyor ancak bu tür halka açık etkinliklere nadiren katılıyorlar. PKK'ya finansman sağladığı iddiasıyla 2010 yılında Belçika'da tutuklanan sanıklar delil yetersizliğinden serbest bırakıldı. Ayrıca uyuşturucu kaçakçılığı suçlamasıyla ABD tarafından da aranıyorlar.