İnşaat Malzemesi Sanayi Üretimi Ocak Ayında %3,1 Arttı
Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (Türkiye İMSAD) tarafından her ay düzenli olarak yayımlanan Aylık Sektör Raporu’nun Mart 2025 sonuçları açıklandı. 2025 yılına inşaat malzemesi sanayi üretimindeki artışla başlayan sektör, ocak ayında bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla %3,1 oranında büyüme gösterdi. Rapora göre, bu yılın ocak ayında 15 alt sektörde üretim artışı yaşanırken, 8 alt sektörde ise azalma gözlemlendi. Bazı alt sektörlerde kaydedilen yüksek üretim artışları dikkat çekti. Örneğin, inşaat amaçlı alçı ürünleri üretimi %18,7, yalıtımlı kablolar üretimi %17,7, ahşap inşaat malzemeleri %10,4 ve seramik kaplama malzemeleri üretimi %9,9 oranında artış gösterdi. Ayrıca, mermer ve granit üretimi %9,5, plastik inşaat malzemesi üretimi ise %9,2 büyüme kaydetti. Ancak, bazı alt sektörlerde üretim düşüşleri de yaşandı. Seramik sağlık gereçleri üretimi %24,1, kilit ve donanım eşyaları üretimi %27,4 ve demir çelik çubuk profil üretimi %9,7 oranında azaldı.
Yeni İthalat Tarifeleri İnşaatı Etkileyecek
Raporda, ABD’deki yeni yönetimin yüksek ithalat vergileri uygulamaya başladığına da değinildi. Bu durum, sektörün ihracat rotasını yeniden şekillendirirken, Türkiye’nin hem iç hem de dış pazardaki konumu üzerinde önemli bir etki yaratacak. Kalıcı hale gelebilecek bu vergiler karşısında ülkelerin ABD’ye karşı da karşılıklı vergiler uygulayabileceği belirtildi. İthalat tarifelerinin artırılmasının inşaat sektörleri ve malzeme pazarları üzerinde olumsuz etkiler yaratabileceği vurgulandı.
Yüksek Faizler İnşaat Sektörüne Olumsuz Yansıyacak
Rapora göre, yeni yüksek tarifelerin küresel ekonomide yavaşlamaya neden olabileceği ve enflasyonları yeniden artırma riski taşıdığı ifade edildi. Ekonomideki yavaşlamanın inşaat sektörlerinde de hissedileceği belirtilirken, bu durumun özellikle ABD, AB ve İngiltere pazarlarında daha belirgin olacağına dikkat çekildi. Enflasyondaki olası artışların faiz oranlarını yükseltebileceği ya da faiz indirim beklentilerini erteleyebileceği öngörülüyor. Yüksek faiz ortamının başta ABD ve İngiltere olmak üzere birçok inşaat sektörüne olumsuz etkiler yapacağı ifade ediliyor. Öte yandan, AB’de faiz indirimlerinin devam etmesi bekleniyor. Bu gelişmeler ışığında inşaat malzemelerine yönelik küresel talebin durağan kalma ihtimali yüksek.
En Yüksek Vergi %54 ile Çin’e Uygulanıyor
Yeni tarifelerin inşaat malzemesi ihracat pazarlarını doğrudan etkileyeceği, ilk etkinin ise ABD pazarında görüleceği belirtildi. ABD, 165 milyar dolarlık inşaat malzemesi ithalatı ile dünyanın en büyük ihracat pazarı konumunda. ABD’nin uyguladığı yeni tarifelerin inşaat malzemelerini de kapsadığı vurgulanırken, bu tarifelerin ülkelere göre değişiklik gösterdiği ifade edildi. Raporda, ABD’nin en yüksek vergiyi %54 ile Çin’e uyguladığı, bu oranın her an değişme olasılığının bulunduğu belirtildi. Vietnam, Hindistan, Güney Kore, Japonya, Endonezya ve Malezya gibi ülkeler için ise %24 ve üzeri ilave vergilerin getirildiği kaydedildi. Türkiye için açıklanan ek vergi oranı ise %10 oldu. Ayrıca, ABD çelik, alüminyum ve bakırdan mamul inşaat malzemelerinde genel tarifeler dışında, ülkelere %25 oranında ek vergi uygulamaya başladı.
Türkiye ABD Pazarında Avantajlı Bir Konumda
Raporda, yüksek vergi ile karşılaşan Asya ve Avrupa ülkelerinin ABD’ye ihracatta zorluk yaşayacağı ve daha düşük vergi uygulanan ülkelerin öne çıkacağı ifade edildi. Türkiye’nin bu noktada avantajlı bir konum elde ettiği vurgulandı. Öte yandan, ABD’ye ihracatta sıkıntı yaşayacak ülkelerin alternatif pazarlara yönelerek agresif ihracat politikaları geliştireceği öngörülüyor. Çin, Hindistan ve Vietnam’ın Avrupa ve Ortadoğu pazarlarını hedef alacağı, Asya pazarlarında rekabetin artacağı ifade edilirken, bu durumun Türkiye’yi zorlama potansiyeline sahip olduğu belirtildi.
Buna ek olarak, ABD pazarında zorluk yaşayacak ülkeler için Türkiye’nin önemli bir alternatif olacağı ifade edildi. 2024 yılında yaklaşık 125 milyar dolara ulaşan inşaat malzemesi iç pazarının 11 milyar dolarlık kısmının ithalatla karşılandığı hatırlatıldı. 2025 yılında ithalatın artmasının muhtemel olduğu, bu nedenle ucuz Asya ürünlerine karşı iç pazarın korunmasının hayati öneme sahip olduğu vurgulandı. Aksi halde, ithal ürünlerin birçok alt sektörde iç pazara hakim olabileceği uyarısı yapıldı. Türk lirasının reel değerinin, iç pazarın ithalata karşı direncini belirlemede kritik bir rol oynayacağı da ifade edildi.