Çin, Ekonomik Nükleer Opsiyonu Gerçekleştirir mi?
ABD ile Çin arasındaki ticaret savaşının başka bir boyuta taşınmasından endişe ediliyor. Geçtiğimiz hafta, ABD Başkanı Donald Trump, ithalat üzerinde uygulanacak yeni tarife oranlarını açıkladı. Bu doğrultuda, ABD, Çin’den gelen mallara daha önceki %20’lik tarife oranının üzerine %34 ek tarife getirdi. Trump’ın bu hamlesinin ardından, Çin de benzer bir yanıt vereceğini belirtti.
Bunun üzerine ABD, 9 Nisan’a kadar geri adım atılmaması halinde Çin’e %50 ek tarife uygulayacağını duyurdu. Böylece, Çin’e uygulanacak toplam tarife oranı %104’e kadar yükselebilir.
Ticaret alanındaki karşılıklı restleşmeler sürerken, tahvil piyasasında da ilginç gelişmeler yaşandı. ABD’nin 10 yıllık tahvil getirisi, önce %4.25’ten %4.16’ya düştü, ardından hızlı bir şekilde %4.29’un üzerine çıkarak dikkat çekti. Analistler, bu seviyede bir oynaklığın olağanüstü olduğunu vurguladı.
Sosyal medyada, ABD’nin tarife hamlesine karşılık olarak Çin’in 50 milyar dolarlık ABD tahvili sattığına dair iddialar gündeme geldi. Getirideki oynaklık yüksek alım-satım hareketlerine işaret etse de, bu satışın arkasındaki ülkenin gerçekten Çin olup olmadığı kesinlik kazanmış değil.
Tahvillerde büyük bir satış yaşanması, eğer talepte bir artış olmazsa, tahvilin değerini düşürüp faiz oranlarının yükselmesine neden olabilir. Eğer Çin ticaret savaşını tahvil alanına taşırsa, bu durum ABD’nin borçlanma maliyetlerini artırabilir; bu sadece kamu borçlarını değil, hane halklarının maliyetlerini de olumsuz etkiler.
Bir Yılda 37 Milyar Dolar Geriledi
ABD Hazine Bakanlığı verilerine göre, Ocak sonu itibarıyla Çin’in elinde 760.8 milyar dolarlık ABD tahvili bulunuyor. Bu miktar, Japonya’nın ardından en fazla ABD tahvili tutan ülke konumunu pekiştiriyor. Bugün ortaya atılan 50 milyar dolarlık satış henüz doğrulanmamışken, resmi verilere göre Çin’in elindeki ABD tahvillerinin değeri geçtiğimiz yıl yaklaşık 37 milyar dolar gerilemiş durumda.
En Çok ABD Tahvili Bulunan Ülkeler (Milyar Dolar):
Peki, Çin’in ABD ekonomisine zarar vermek amacıyla, ‘nükleer seçenek’ olarak tanımlanan bir stratejiyle elindeki tüm ABD tahvillerini satma ihtimali var mı?
“Aynı Odada Karşıdakine El Bombası Atmak Gibi”
Uluslararası Finans Enstitüsü (IIF) Başekonomisti Marcello Estevão, konuyla ilgili değerlendirmesinde, “Bu hamle, Çin için de büyük zarar anlamına gelecektir.” ifadelerini kullandı.
Capital Economics’in Asya Başekonomisti Mark Williams da benzer görüşte bulunarak, “Çin’in ABD Hazine tahvillerini elden çıkarması, aynı odada karşındaki birine el bombası atmaya benzer. Trump bu durumdan zarar görür, ancak Xi de yanar.” dedi.
“İhracatına Büyük Darbe Vurur”
Williams, Çin’in tahvil satışına başlaması durumunda, doların değerinde keskin bir düşüş olacağını ve dolayısıyla bu ülkenin elindeki tüm dolar varlıklarının anında değer kaybedeceğini belirtti. Ayrıca, Çin’in bu varlıkları sattıktan sonra elde edeceği gelirle ne yapabileceği konusunda pek fazla seçeneği olmadığını vurguladı. “Eğer bu parayı Çin’e geri getirirse, yuan değer kazanır. Bu da Çin’in ihracat ürünlerini dünya pazarında daha pahalı hale getirir ve ihracat yeteneğine büyük darbe vurur.” ifadelerini kullandı.
“En Kötü Senaryoda Fed Devreye Girer”
Brookings Institute ekonomisti Robin Brooks, Çin’in kendine vereceği ekonomik zararın boşa gidebileceğine dikkat çekti. Brooks, “Çin tahvil satışına başladığında, ABD’de olumsuz etkileri hissedilmeden, Fed’in devreye gireceğini düşünüyorum. En kötü senaryoda, eğer Çin tahvil varlıklarını satacağını açıklarsa, bu durumda faizler bir anda yükselebilir. Ancak Fed çok hızlı bir şekilde müdahale ederek büyük bir parasal genişleme programı başlatabilir ve faiz oranlarını düşürebilir.” şeklinde konuştu.
“İnandığı Bir Silah Değil”
Brooks, Çin’in elindeki silahın esasen ABD’deki finansal koşulları sıkılaştırmayı ve ABD ekonomisini çökertmeyi amaçladığını belirtti. Ancak, “Fed devreye girebildiği sürece, bu silah çok da inandırıcı değil. Pandemi süreci, merkez bankalarının nasıl adım atabileceğine dair bir yol haritası sunuyor. Mart 2020’de, gelişmekte olan ülke merkez bankaları, kendi para birimlerini desteklemek için ellerindeki ABD Hazine tahvillerini sattı. Bu durum, ABD tahvil faizlerinin bir hafta içinde %0.5’ten %1.2’ye fırlamasına neden oldu. O dönemde Fed hızlıca müdahale ederek yaklaşık 1.2 trilyon dolarlık ABD Hazine tahvili satın alarak faizleri tekrar düşürdü.” dedi. Brooks, Çin’in tahvil satışı gibi bir adım atacağına inanmadığını da ekledi.