Ekonomi

Türkiye’nin Siber Güvenlik Stratejisi: Güçlü Olmaktan Başka Seçeneği Yok

Uluslararası siber güvenlik kuruluşu Cyberus‘un kurucu ortağı Maksimov, Moskova’daki Cyberdom merkezinde hükümet, iş dünyası ve bilişim sektöründen temsilcilerle bir araya gelerek önemli açıklamalarda bulundu.

İlgili Makaleler

Maksimov, siber güvenlik alanındaki gelişmelerin dijitalleşme hızının gerisinde kaldığını vurgulayarak, “Mevcut dijitalleşme mimarisinin güvenliğini sağlama konusunda kesin bir garanti bulunmamakta. Bu, insanlık olarak karşılaştığımız en büyük zorluk” dedi.

Dijital dünyanın mevcut yapısının güvenliğini artırmak gerektiğine fakat bunun zorlu bir süreç olduğuna dikkat çeken Maksimov, “Siber güvenlik, dijitalleşmenin hızına ayak uyduramıyor. Bu nedenle siber güvenlik düşüncesinin yeniden yapılandırılması ve bu alanda hızlı çözümler üretilmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.

Maksimov, siber güvenlikteki başarıların sürekli olarak ölçülmesi ve doğrulanması gerektiğini, Rusya’nın bu konuda önemli ilerlemeler kaydettiğini belirtti. Ancak mevcut güvenlik yapısının dünya genelinde herkesin ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde güvenli hale getirilmesinin zorluklar içerdiğine dikkat çekti.

Rusya’nın Dönüşüm Süreci

Son üç yılda Rusya’nın yaşadığı dönüşüm sürecini değerlendiren Maksimov, “Üç yıl önce Rus şirketleri, dünya çapında yazılım ve donanım ürünleri alabiliyordu. Ancak bir gecede bu ürünlerin çalışmayı durdurmasıyla büyük bir şok yaşandı. Bu, en önemli farkındalıklarımızdan biri oldu” dedi.

Maksimov, Rusya’nın bu süreçte her şeyi değiştirmek zorunda olduğunu vurgulayarak, “Kendinize özgü bir şey yaratmak için kopyalama yerine, yenilikçi yöntemler bulmanız gerekiyor” şeklinde konuştu.

Dünyanın mevcut güvenlik ve egemenlik düzeyinden memnun olmadığını belirten Maksimov, büyük değişimlerin ve yeni bir küresel işbirliği formatının eşiğinde olduklarını düşündüğünü ifade etti.

Türkiye ile İşbirliği Potansiyeli

Maksimov, Türkiye’nin siber güvenlik alanında attığı adımları değerlendirirken, “Türkiye’nin siber güvenlik konusunda güçlü olmaktan başka bir seçeneği yok. Ülkeniz, kendi kendine yeten birçok endüstriye sahip ve dijitalleşme alanında önemli bir aktör” dedi.

Maksimov, Rusya’nın siber güvenlik uzmanları yetiştirme konusundaki tecrübesine de değinerek, “Temel bir eğitime sahip bir kişi, 5-6 yıl içinde siber güvenlik alanında yetkin bir uzman olabilir” şeklinde yorumladı.

Her iki ülkede de siber güvenliğe yönelik testler gerçekleştiren şirketlerin bulunduğunu belirten Maksimov, karşılıklı işbirliğinin her iki ülkenin siber güvenlik kapasitesini artıracağını ifade etti.

Maksimov, dost ülkelerle siber güvenlik mimarilerinin geliştirilmesi üzerine çalışmalar yaptıklarını, Cyberus’ta yaklaşık 15 şirketten oluşan bir konsorsiyum oluşturduklarını ve diğer ülkelerle işbirliği içinde yeni siber güvenlik mimarisi geliştirmeye yönelik çabalarını sürdürdüklerini sözlerine ekledi.

Yapay Zeka ve Siber Güvenliğe Etkisi

Maksimov, Rusya’nın son üç yılda siber saldırılara maruz kalan tek ülke olduğunu belirterek, siber güvenlik alanında sürekli izleme sistemlerinin önemine dikkat çekti.

Rus şirketlerinin ürün geliştirme yöntemlerini de değiştirdiğini ifade eden Maksimov, “Bir ülke olarak, ortağımıza bağımlı hale getirmeyecek türden bir yardım sunabiliriz. Birkaç yıllık işbirliği ile, bu ülkenin bize ihtiyaç duymayacağı bir seviyeye gelebiliriz” dedi.

Yapay zekanın siber güvenlik alanındaki etkilerine dair değerlendirmelerde bulunan Maksimov, yapay zekanın hem siber saldırılarda hem de sektörde kullanıldığını belirtti. İnsanların rutin işlerinin gelecekte yapay zeka tarafından üstlenileceğini ve bu durumun yeni güvenlik zorlukları yaratabileceğini vurguladı.

Maksimov, yapay zekanın hızla gelişen bir güç olduğunu ve bununla nasıl başa çıkabileceklerini henüz öğrenemediklerini belirterek, “Yapay zeka düzeyinde değil, altyapı düzeyinde hazırlıklı olmalıyız. Bu güç, bir dereceye kadar korkutucu ve bilinmeyen bir alanda ilerliyoruz” ifadelerini kullandı.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu