Sabancı’nın Sürdürülebilirlik Vizyonu: Yatırım Kriterleriyle Büyüme
Dünyanın enerji dönüşüm süreçlerinin arz güvenliği, erişilebilirlik ve dekarbonizasyon ekseninde şekillendiğine dikkat çeken Cenk Alper, “Sürdürülebilirlik odaklı yeni bir ekonomi doğuyor. Enerji ve iklim teknolojileri, bu ekonominin temel iş kolları arasında yer alıyor. Bu potansiyeli ortaya çıkarabilmek ve dünyayı daha sürdürülebilir hale getirmek için, arz güvenliği, erişilebilirlik ve dekarbonizasyonu kapsayan çözümlere ihtiyaç var. Bu bağlamda, finansmanın rolü son derece kritik. Bugün yeşil enerji konusunu tartışıyoruz; ancak hâlâ enerjiye erişemeyen coğrafyalar mevcut. Kalıcı çözümler için, özellikle gelişmiş ülkelerden ve Çin’den gelen finansmanın, gelişmekte olan ülkelere yönlendirilmesi büyük önem taşıyor,” dedi.
Sürdürülebilirlik Sabancı İçin Yatırım Kriteri
Temiz enerji yatırımlarının en büyük zorluklarından birinin kârlılık algısı olduğunu vurgulayan Cenk Alper, “Geçmişte sıkça duyduğumuz bir söylem vardı: ‘Sürdürülebilirlik yatırımları, temiz enerji yatırımları kârlı bir şekilde gerçekleştirilemez.’ Ancak, bu yanlış bir algı. Sürdürülebilirliği yeni bir ekonomi olarak kodlamamızın sebeplerinden biri de budur. Sürdürülebilirliği bir sosyal sorumluluk projesi olarak ele almak, eski dünyanın kalıplarından biridir. Günümüzde, özellikle teknolojideki ilerlemeler doğrultusunda, enerji dönüşümü ile kârlılığın birçok alanda el ele ilerlediğini gözlemliyoruz. Bu iş birliğini finansmanla güçlendirdiğimizde, sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmada önemli bir mesafe kat etmiş olacağız,” şeklinde konuştu.
Sabancı’nın gelecekteki hedeflerinde sürdürülebilirlikle doğrudan bağlantılı yatırımların kritik bir yer tuttuğunu belirten Cenk Alper, “2029 yol haritamızda belirttiğimiz gibi, büyüme stratejimizde odaklandığımız 4 temel alan var: Enerji ve iklim teknolojileri, malzeme teknolojileri, mobilite çözümleri ve dijital. Bu dört alanı bir araya getiren ana unsur ise sürdürülebilirlik. Bizim için sürdürülebilirlik yalnızca bir raporlama standardı değil. Aynı zamanda bir yatırım kriteri. Yatırım yapabilmemiz için kârlılıkta, sürdürülebilirlikte ve ölçeklenebilirlikte gerekli kriterleri yerine getirmesi gerekiyor. Enerji, bu yaklaşımımızı en iyi gösteren iş kollarımızdan biri. Bugün enerji alanındaki toplam operasyonel kurulu gücümüzü 3.863 MW’a ulaştırdık. 2026 yılına kadar Türkiye’de %60’ı yenilenebilir enerji kaynaklarından oluşacak 5.000 MW’ın üzerinde kurulu güce erişmeyi planlıyoruz. Önümüzdeki 3 yıl içinde Türkiye’de her hafta 3 rüzgar gülü dikeceğiz. Ayrıca, yenilenebilir enerjideki tecrübemizi uluslararası pazarlara taşımak amacıyla ABD’de güneş enerjisi yatırımlarımıza devam ediyoruz. İlk santrallerimiz devreye girdi ve kısa vadede kurulu gücümüzü 1 GW’a taşımayı hedefliyoruz. Tüm bunları yaparken, enerji ve iklim teknolojilerinde geleceğin yıkıcı inovasyonlarının bir parçası olabilmek adına, füzyon ve derin jeotermal gibi yüksek potansiyele sahip alanlarda önemli girişimlerde bulunmaya devam ediyoruz,” ifadelerini kullandı.