Yapay Zeka Komisyonu Toplandı: Geleceğin Teknolojisi Üzerine Önemli Değerlendirmeler
ABD Yapay Zeka ve Dijital Politika Merkezi’nin başkanı Hickok, yapay zeka politikalarını öğretmeyi ana misyonları olarak belirlediklerini ifade etti. Son beş yıl içinde 120’den fazla ülkeden binden fazla profesyonelin eğitim aldığını ve bunlardan 50’den fazlasının Türkiye’den olduğunu vurguladı.
Kadın ve Demokrasi Vakfı (KADEM) tarafından düzenlenen “Yapay Zeka ve Kadın” temalı 6. Uluslararası Kadın ve Adalet Zirvesi’ne katıldığını belirten Hickok, “Gelecek hafta KADEM ile birlikte bu çalışmalarımızı ve diyaloglarımızı New York’a, Birleşmiş Milletler’e taşıyoruz.” dedi.
Merkez olarak yapay zeka politikalarının geliştirilmesi ve uygulanmasının önemli hedefleri arasında yer aldığını dile getiren Hickok, uluslararası kurumlara uzun yıllardır destek verdiklerini aktardı.
2023 yılında ABD Kongresi’ne yapay zeka konusundaki bilgileri sunarken, “Yapay zeka devrimine hazır mıyız?” sorusuyla karşılaştığını ifade eden Hickok, “Hayır, şu anda meydana gelen hızlı değişimlerin sonuçlarını yönetmek için gerekli tedbirlere, yasalara, kamu eğitimine ya da hükümet uzmanlığına sahip değiliz.” yanıtını verdi. Bu sorunun Türkiye bağlamında da benzer şekilde sorulduğunda aynı yanıtı vereceğini kaydetti.
Yapay zeka alanında alınması gereken tedbirlere dikkat çeken Hickok, şu değerlendirmelerde bulundu: “Yapay zeka, temelinde veri kalitesine dayanan istatistiksel bir modeldir ve olasılıkları yansıtır. Veri setleri gerçek durumu yetersiz temsil edebilir, ön yargılı veya zararlı içerikler barındırabilir. Ayrıca, yapay zeka algoritmaları karmaşık ve değişken olabilir, kötü niyetli aktörler tarafından manipüle edilebilir.”
– “Önemli olan teknolojiyi değil, teknolojinin sonuçlarını yasa kapsamına almak”
Hickok, 80 ülkenin ulusal yapay zeka politikalarının yıllık karşılaştırmalı analizinin yapıldığı Yapay Zeka ve Demokratik Değerler Endeksi’nin nisan ayında yayımlanacağını açıkladı. Avrupa Yapay Zeka Yasası’nın yürürlüğe girmesiyle Türk şirketlerinin de bu yasaya tabi olacağını belirten Hickok, Türkiye’nin veri mahremiyeti kanunlarının ve tüketici hakları mevzuatının güncellenmesi gerektiğini vurguladı.
Hickok, yasalarda değişiklik yapılırken yargıda da eğitim şart olduğunu belirterek, “Türkiye, Avrupa Konseyi üyesi ve Yapay Zeka Konvansiyonuna son 4-5 yılda ciddi katkılarda bulundu. Konvansiyonu imzalayıp hayata geçirmek için öncü ülkeler arasında yer alma ihtimali var. Umarım en kısa zamanda imzayı veririz.” ifadelerini kullandı.
Komisyon Başkanı Dönmez’in, “Bu teknoloji için özel etik kurallara ihtiyaç var mı ve bu etik kurallar yasa seviyesinde olmalı mı?” sorusuna Hickok, AB, Brezilya, Güney Kore ve Çin’de yapay zeka odaklı yasaların parlamentolardan geçtiğini söyledi.
ABD’de hem federal hem de eyalet düzeyinde birçok yapay zeka yasası bulunduğunu aktaran Hickok, bu konunun ABD Kongresi’nde de tartışıldığını belirtti.
İsrail’in kullandığı yapay zeka sistemlerine dikkat çeken Hickok, “IDF, Arapça kaynakları kullanarak ciddi bir Arapça bazlı yapay zeka sistemi kuruyor. Bu sistem, Filistinlilerin iletişimlerini anlamak için kullanılacak.” diye konuştu.
AK Parti Kayseri Milletvekili Ayşe Böhürler, yapay zeka alanındaki hızlı gelişmelere dikkat çekerek, “Yasa yapıcılığında buradaki dinamizm nasıl sağlanacak?” sorusuna Hickok, “Önemli olan teknolojiyi değil, teknolojinin sonuçlarını yasa kapsamına almak.” yanıtını verdi.
“Yapay zeka ve büyük veri çağında çocukların mahremiyeti” konulu sunumunu Komisyon üyeleriyle paylaşan Melike Tanberk, dijital dünyada çocukların mahremiyet sorunlarına değinerek, ebeveynlerin sosyal medyada çocukların fotoğraflarını paylaşmasının mahremiyeti ihlal ettiğine dikkat çekti. Tanberk, “Çocukların mahremiyeti, doğanın gelecek nesiller için korunması gibi, nesiller boyunca aktarılan bir hak olarak korunmalıdır.” dedi.
Tanberk, yapay zekayı ateşe benzeterek, “Kontrollü kullanılmazsa büyük bir yangına sebep olabilir ama ateş bizim için hayati önem taşıyan bir unsurdur. Kontrollü kullanmalıyız ki çocuklarımızın geleceğine zarar vermesin.” ifadelerini kullandı.
İstanbul Medipol Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Ulvi Türkbağ, genel ilkelerle hazırlanacak bir kanunun kalıcı olacağını ve Türkiye’ye özgün bir yaklaşım geliştirilmesi gerektiğini vurguladı. Dönmez’in, “Türkiye’ye uygun mevzuat yaklaşımının ne olacağına” yönelik sorusuna Türkbağ, “Kendi özgün yaklaşımımızı ileri sürmeliyiz.” dedi. Dönmez ise “Yaparız, TBMM hep yapmıştır.” şeklinde yanıt verdi.