ABD Başkanı Donald Trump’ın göreve gelmesiyle, ABD ve AB arasındaki ilişkiler hiç olmadığı kadar gergin bir hal aldı.
Trump’ın göreve başlamasıyla birlikte, ABD, Avrupa ülkelerine karşı ‘tarife’ kozunu kullanma kararı aldı. Trump, “AB ile sorunlarımız var çünkü bize gümrük tarifesi uyguluyorlar. Biz de onlara karşılık olarak gümrük tarifeleri uygulayacağız” ifadelerini kullanarak, Avrupa’nın misilleme yapma niyetinde olduğunu belirtti. Özellikle viski ve Harley Davidson gibi ABD’nin önde gelen ürünleri hedef alınacak.
Trump’ın Avrupa’ya yönelik sert mesajları, “Bir karar verdik, çok yakında açıklayacağız ve genel anlamda yüzde 25 olacak. Avrupa Birliği, ABD’yi mahvetmek için kuruldu ama şimdi ben başkanım” sözleriyle tansiyonu artırdı.
Marshall Planı ile Başlayan Süreç
Peki, Trump’ın “Avrupa Birliği, ABD’yi mahvetmek için kuruldu” ifadesi ne kadar geçerli? Bu sorunun cevabı için Avrupa Birliği‘nin kuruluş hikayesine göz atmak gerekiyor. Aslında, Avrupa’nın ekonomik yeniden inşası için ABD tarafından başlatılan Marshall Planı ile bu süreç başlamıştır.
1948’de yürürlüğe giren Marshall Planı, Avrupa ülkelerine mali destek sağlarken, komünizmin yayılmasını önlemeyi hedeflemiştir. ABD, bu planla Avrupa ile güçlü siyasi ve ticari bağlar kurarak Batı Bloku’nun lideri konumuna gelmiştir.
Marshall Planı’nın etkisiyle Avrupa ülkeleri arasında işbirliği ve entegrasyon ihtiyacı doğdu. Bu durum, 1951’de Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu’nun kuruluşuna ve ardından 1957’de Avrupa Ekonomik Topluluğu’na dönüşmeye zemin hazırladı. Zamanla bu entegrasyon, siyasi bir birlik halini alarak 1993’te Maastricht Antlaşması ile Avrupa Birliği’ni oluşturdu.
Trump’ın ‘Önce Amerika’ Politikası ve İlişkilerin Sarsılması
O tarihten bu yana, ABD ve AB, küresel ticaret, iklim değişikliği, dijital ekonomi ve güvenlik konularında işbirliğine devam etti. Ancak Trump’ın ‘Önce Amerika’ politikası, ilişkileri olumsuz etkileyerek, Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı (TTIP) müzakerelerinin durmasına, savunma bütçesi tartışmalarına ve Brexit’e destek verilmesine yol açtı.
Biden döneminde bu sorunlar kısmen çözülse de, Trump’ın ikinci döneminde sorunlar daha da derinleşti. Avrupa, Rusya-Ukrayna Savaşı ile birlikte, karşılaştığı ekonomik ve güvenlik sorunlarına daha kararlı bir şekilde yanıt verme kararı aldı.
Avrupalılardan ‘Made in Europe’ Kampanyası
Geçtiğimiz dönemlerde halk, bu konuda daha temkinli davransa da, yeni dönemin sert diline karşı harekete geçme kararı aldı. Reddit’te bir araya gelen Avrupalılar, ‘Avrupa malını almak ve ABD malını boykot etmek’ amacıyla ‘Buy European Made’ adlı bir hesap kurarak, ABD mallarına karşı Avrupalı alternatifleri listelemeye başladı.
Danimarka’nın önde gelen market grubu Salling Group, müşterilerinin ABD ürünleri yerine Avrupa markalarını tercih etme taleplerine yanıt olarak, Avrupa’da üretilen ürünlerin elektronik fiyat etiketlerine siyah yıldız eklemeye başladı. CEO Anders Hagh, bu yeni etiketin, Avrupa markalarından alışveriş yapmak isteyen müşteriler için ek bir kolaylık sağlayacağını açıkladı.
Reddit’te Avrupa Malı Ürünler: Coca-Cola Yerine Mole Cola
Reddit’teki Danimarkalı bir kullanıcı, Salling Group’un uyguladığı siyah yıldız etiketini ve bununla Avrupa malı ürünlerin nasıl seçileceğini paylaşarak destek verdi.
ABD’li içecek devi Coca-Cola da bu boykot dalgasından etkilenen markalardan biri oldu. Kullanıcılar, alternatif olarak İsveç markası ‘Cuba Cola’ ve İtalyan ‘Mole Cola’ gibi ürünleri önerdi.
ABD’nin Teknoloji Devlerine Boykot: Nokia’ya Can Simidi Olur Mu?
Teknoloji alanında yapılan öneriler de dikkat çekti. Kullanıcılar, OpenAI ve DeepSeek yerine Fransız şirketi Mistrali‘nin ‘Le Chat’ uygulamasını tercih etmelerini önerdi. Ayrıca, Nokia’nın yeniden değerlendirilmesi gerektiği ve eski popülaritesinin geri kazanılabileceği ifade edildi.
Kanada’da da ‘Kanada Malı Al’ Kampanyası
ABD boykotu sadece Avrupa ile sınırlı kalmadı; Kanada’daki tüketiciler de yerel ürünleri tercih etmeye başladı. Yüzlerce uygulama, kullanıcıların yerel ürünleri bulmalarını sağlamak için geliştirildi. Örneğin, ‘Maple Scan’, ‘Is This Canadian’ gibi uygulamalar, kullanıcıların alışveriş sırasında ne satın aldıklarını analiz ederek, Kanada alternatiflerini sunuyor.
Ülkelerin ABD Boykotu İşe Yarar Mı?
Bu boykot, ABD’yi gerçekten etkileyebilir. ABD, dünyanın en büyük mal ithalatçısıdır ve 2022’de ithal edilen malların değeri 3,2 trilyon doları bulmuştur. Uzmanlar, Trump’ın uyguladığı gümrük vergilerinin, ABD tüketicilerini yılda 2400 dolara kadar ek maliyetle karşı karşıya bırakabileceğini öngörüyor.
Sonuç olarak, ABD’nin atılımlarının belirsizliği devam ederken, Avrupa’nın halk desteğiyle daha güçlü tepkiler verme potansiyeli, boykot dalgasının ciddiyetini artırıyor ve bu durum, gelecekteki ticaret ilişkilerini olumsuz etkileyebilir.
