Son Dakika

Hüda-Par’dan Önemli Açıklama: Kürt Meselesi Çok Yönlü Bir Sorundur

Hüda-Par, iki gün süren “Kürt Meselesine İnsani Çözüm Çalıştayı”nı başarıyla tamamladı. Çalıştayın ardından yapılan açıklamada, “Kürt meselesi yalnızca bir asayiş ya da terör sorunu değildir; tarihi, siyasi, hukuki, sosyolojik, ekonomik, bölgesel ve uluslararası boyutları olan çok yönlü bir meseledir” ifadelerine yer verildi.

Diyarbakır’da, Hür Dava Partisi tarafından düzenlenen çalıştayda konuşan HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, Kürt meselesinin uzun zamandır var olduğunu ve hala çözüm beklediğini vurguladı.

SONUÇ BİLDİRİSİ AÇIKLANDI

Hafta sonu tamamlanan çalıştayın ardından yayımlanan bildiride dikkat çeken noktalar yer aldı:

“Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı Kürdistan, ümmet coğrafyasının merkezindedir. Kürtler, İslam’ın ilk asrında İslam ile tanışmış ve İslam ümmetinin ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir. Bu topraklardan pek çok kahraman, âlim, mücahit ve lider çıkarak, ümmetin zor zamanlarında büyük sorumluluklar üstlenmiş ve önemli bedeller ödemiştir.

Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk yüzyılı, toplumsal travmalar, katliamlar, isyanlar ve haksızlıklarla geçmiştir. Bu dönemde, başta Kürtler olmak üzere, bu topraklarda yaşayan tüm insanlar için büyük kayıplar yaşanmıştır. Bu durum yalnızca Türkiye için değil, İslam coğrafyasının tamamı için istikrarsızlık yaratmıştır.

Kürtler, bu coğrafyada azınlık değildir; bin yılı aşkın süredir Türk kardeşleriyle birlikte zorlukların üstesinden gelmekte önemli bir rol oynamışlardır.

Kürt meselesi, sadece bir asayiş ya da terör meselesi olmanın ötesinde, çok boyutlu bir sorundur. Doğru yöntemler kullanılmadığında çözüm gecikmekte ve sorun derinleşmektedir. Uluslararası güçlerin, özellikle emperyalizmin bu sürece dahil edilme çabaları, meseleyi daha da karmaşık hale getirecektir. Emperyalist güçler, bu mesele üzerinden ülkeleri bölmekte ve siyonizmi bu coğrafyada hâkim kılmak istemektedir.

Türkiye’nin en öncelikli konularından biri olan Kürt meselesinin adil bir şekilde çözülmesi için, meselenin tüm boyutlarıyla doğru bir zeminde tartışılması gerekmektedir. Bu bağlamda, hedefin doğru tespit edilmesi ve izlenen yolun doğru olması büyük önem taşımaktadır. Bu yüzden “usul esasa takaddüm eder” ilkesi göz ardı edilmemelidir.

Laik temeller üzerine kurulu bir ulus devlet inşasına girişen yeni yönetici kadrolar, farklılıkları yok saymayı ve asimilasyonu dayatmıştır. Bu politikalar, kardeşlik, adalet ve merhamet duygularını zedelemiştir.

Kürtler tarih boyunca siyonizmle işbirliği yapmamış, aksine İslamiyet’i kabul ettikten sonra Moğol ve Haçlı saldırılarına karşı İslam ümmetini korumuşlardır. Kudüs fatihinin şahsında bu gerçek daha da belirginleşmiştir.

Kürt meselesinin çözümü, ulus devlet paradigmasının ve ırkçı bakış açısının terk edilmesiyle mümkün olabilir. Devletin, bu iradeyi göstermesi gerekmektedir. Adalet temelinde bir çözüm, insani ve İslami bakış açısıyla tarihi tecrübelerden yararlanılarak sağlanabilir. Ancak bugüne kadar bu konuda yeterli bir yaklaşım sergilenmemiştir.

Türkiye’deki tüm kimlikler ve kültürler, ortak bir geleceği paylaşmak için bir araya gelmeyi arzulamaktadırlar.

Yeni yüzyılda Kürt meselesinin çözümü için önerilerimiz şunlardır:

  1. Kürt meselesi, yüz yıldır çözüm beklemektedir. Çözüm sürecinin gecikmesi, gelecek nesillerin heba olmasına sebep olacaktır. Barış ve adaletle yepyeni bir yüzyıl inşa edilmelidir.
  2. Kürtler, mevcut çatışmaların en büyük mağdurlarıdır. Bu nedenle, bölgede huzur arayışı öncelikli olmalıdır.
  3. Kürtlerin hak talepleri ve hassasiyetleri göz önüne alınmadan sorunların çözümü mümkün değildir. Bu hassasiyetlerin başında İslam gelir.
  4. Silah ve şiddet, Kürt meselesi için bir çözüm aracı olmamalıdır; bu yöntemler Kürtlerin siyasi gücünü kriminalize etmektedir.
  5. Savaş baronlarına ve askeri vesayetten yana olanlara fırsat verilmemelidir. Kürt meselesinin çözüm adresinin siyaset olduğunun unutulmaması gerekmektedir.
  6. Ulusçu politikalardan vazgeçilmelidir. Ayrımcılığı sonlandırmak için yasal düzenlemeler yapılmalıdır.
  7. Kardeşlik kavramı hukuki bir zemine oturtulmalıdır.
  8. Kürt âlimlere yapılan zulümlerden dolayı devlet adına özür dilenmeli ve mezar yerleri açıklanmalıdır.
  9. Tarih ve Edebiyat derslerinde resmi ideolojiden vazgeçilmelidir; tarihi birliktelikler yeniden yazılmalıdır.
  10. Kürtçe, anayasal güvenceye kavuşturulmalı ve anadilde eğitim önündeki engeller kaldırılmalıdır.
  11. Çözüm sürecindeki hatalar bir daha tekrarlanmamalıdır.
  12. Kemalist zihniyetin ürünü olan anayasalar değiştirilmeli ve eşit vatandaşlık temelinde yeni bir anayasa hazırlanmalıdır.
  13. Kürtleri dışlayan ırkçı söylemler tüm mevzuattan çıkarılmalıdır.
  14. Kürtleri birbirinden ayıran sınırlar sembolik hale getirilmelidir.
  15. Kürtlerin bireysel ve toplumsal hakları güvence altına alınmalıdır.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu