AB’nin ABD’ye Misilleme Stratejileri Hangi Alanlarda Gelişecek?
ABD Başkanı Donald Trump, göreve geldiği andan itibaren “Make America Great Again” (MAGA) sloganıyla uyumlu bir şekilde ülkesinin ekonomik ve ticari politikalarını şekillendirmeye devam ediyor. Analistlere göre, Trump’ın seçim zaferinin arkasındaki temel etkenlerden biri, tüm ABD ithalatlarına aşamalı olarak uygulanacak evrensel tarifelerdir.
Bu bağlamda Trump, Super Bowl’a giderken gazetecilere, ABD’ye giren tüm çelik ve alüminyum ithalatına %25 gümrük vergisi uygulayacak yeni bir yürütme emrini duyurdu. Kanada ve Meksika gibi ABD’nin önemli ticaret partnerlerine uygulanan tarifelere karşı misilleme yapılmasıyla bir aylık bir erteleme yaşanırken, Çin ise gümrük vergilerine maruz kalmaya devam ediyor. Ancak, uzmanlara göre Trump’ın “Önce Amerika” politikası, Avrupa Birliği’ni (AB) de hedef alabilir.
Peki, Trump’ın tarifeleri yalnızca bununla mı sınırlı kalacak? AB’nin ABD misillemesi hangi alanlarda gerçekleşebilir ve Türkiye bu durumdan etkilenir mi? Bu soruları, Habertürk.com’dan İrem Kuşoğlu Görgü, Atlantik Konseyi JeoEkonomi Merkezi Yardımcı Direktörü Sophia Busch‘a sordu.
“Trump’ın Hedefindeki Diğer Ülkeler Hindistan ve Vietnam Olabilir”
Busch’un açıklamasına göre, Trump yönetimi, müzakereler için baskı oluşturmak, cezalandırıcı yanıt vermek ve kilit yerel endüstrileri korumak amacıyla tarifeleri bir araç olarak kullanıyor. Busch, “ABD ticaret açığını yeniden dengelemek için yönetim, yüksek ticaret fazlası olan ve ABD mallarının ithalatında yüksek tarifeler uygulayan ülkeleri hedef alacak,” diyerek, Çin, Meksika ve Kanada’nın ötesinde Hindistan ve Vietnam gibi ülkelerin de potansiyel hedefler arasında olduğunu vurguladı. Türkiye’nin durumu ise daha farklı; Busch’a göre ABD’nin Türkiye ile 2024’te yalnızca 1,5 milyar dolarlık küçük bir ticaret açığı var, bu nedenle Türkiye, Trump’ın tarifelerinin hedefi olmaktan şimdilik uzak.
Avrupa Ne Yapacak?
Trump’ın hedefindeki ilk ülkeler Çin, Meksika ve Kanada olsa da şu günlerde aklında yalnızca bir yer var: Avrupa. ABD’nin ticaret açıklarını azaltmak ve ulusal çıkarlarını korumak amacıyla tarifeleri bir araç olarak kullanan Trump, son olarak çelik ve alüminyum ithalatına getirdiği gümrük vergileriyle küresel ticarette tansiyonu artırdı.
Worldsteel verilerine göre, ABD’nin çelik üretimi 2024’te yıllık %2,4 azalışla 79,5 milyon ton civarında olacak. ABD, 2024’te 26,2 milyon metrik ton çelik ithal etti ve bu ithalatın büyük kısmı Kanada’dan gerçekleşti. Alüminyum ve çeliğe gelen gümrük vergileri, Avrupa’nın büyük ekonomileri olan Almanya ve İtalya’yı da olumsuz etkileyecek. Örneğin, Atlantik Konseyi’nin analizine göre, bu durum AB’nin Atlantik’in ötesindeki 3,1 milyar dolarlık metal ihracatını tehdit ediyor.
AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, ABD’nin çelik ve alüminyum ithalatına %25 gümrük vergisi uygulama kararını üzüntüyle karşıladı. Von der Leyen, “AB’ye yönelik haksız tarifeler cevapsız kalmayacak. Haksız tarifelere karşı sert ve orantılı karşı önlemler alınacak,” şeklinde konuştu. Ancak, bu önlemlerin hangi alanları kapsayacağı hakkında bilgi vermedi.
“AB, ABD’nin Alkol Sektörünü ve Motor Devini Hedef Alabilir”
Busch, AB’nin misilleme stratejisini değerlendirirken, “ABD tarifelerine karşı güçlü bir misilleme yapmak için AB, en büyük ABD ithalatlarını, özellikle Cumhuriyetçi eyaletlerde üretilenleri hedef almaya çalışacaktır,” dedi. Örnek olarak, Kentucky bourbonu, Tennessee viskisi ve Pennsylvania’da üretilen Harley-Davidson motosikletlerini sıraladı.
Türkiye Bu Ticaret Savaşlarından Etkilenir Mi?
Tarifeler savaşı hızla tırmanırken, Türkiye’nin bu durumdan nasıl etkileneceği büyük bir merak konusu. Busch, “Başkan Trump’ın tüm çelik ve alüminyum ithalatına %25 gümrük vergisi eklediği ve ABD’nin Türkiye’den yaptığı çelik ithalatının %50 gümrük vergisiyle karşı karşıya olduğu düşünülürse, ABD pazarı için rekabet Türkiye için daha eşit hale geldi. Ancak, Türkiye’nin Avrupa’daki en önemli pazarlarına yaptığı çelik ihracatı, artan rekabetle karşılaşabilir,” diyor.
Bu gelişmeler ışığında, Trump yönetiminin tarifeler aracılığıyla küresel ticaret dinamiklerini şekillendirmeye devam etmesi beklenirken, AB’nin misilleme hamleleri ve diğer ülkelerin tepkileriyle birlikte uluslararası ticaret arenasında tansiyonun daha da yükselmesi kaçınılmaz görünüyor. Analistlere göre, ABD ile yaşanan gerilim ve müzakere süreci, Ursula von der Leyen’in ilk döneminden bu yana öngördüğü jeopolitik ve ekonomik hedeflere nasıl yön vereceği konusunda erken bir test niteliği taşıyacak.
* Haberin görselleri Associated Press’ten servis edilmiştir.