Ekonomi

Enerjisa Üretim Halka Arza Hazırlanıyor

Sabancı Holding CEO’su Cenk Alper, Davos’ta gerçekleştirilen Dünya Ekonomik Forumu sırasında BloombergHT Genel Yayın Yönetmeni Açıl Sezen‘in sorularını yanıtladı.

İlgili Makaleler

Alper, Enerjisa Üretim‘in halka arz süreci ile ilgili sorulara açıklık getirdi. Alper, “Sabancı şirketleri İstanbul borsasının %10’unu oluşturuyor. Hissedarlarımızdan gelen ana yönlendirme, tüm şirketlerimizi halka açık ve şeffaf hale getirmek. Bu büyüklüğe ulaşmış şirketlerimizin başında da Enerjisa Üretim geliyor. Son değerlemelere baktığımızda 4 ila 6 milyar dolarlık değerlemelere ulaştığını görüyoruz. Enerjisa Üretim, geçtiğimiz yıl 750 mW’lık rüzgar santralleri için 1 milyar dolarlık finansmanı tamamladı. Bu büyüme yolculuğuna devam ettiğini gösteriyor. Biz şirketimizi halka arz için hazır hale getirmekten sorumluyuz ve bunu da yapıyoruz; gerisi piyasalara bağlı. Piyasaların Türkiye’ye ilgisinin arttığını görüyoruz, ancak bu ilginin henüz yatırıma dönüşmediğini gözlemliyoruz. Yılın ilk 6 ayının zorlu geçeceğini biliyoruz, özellikle enflasyonla mücadele açısından. Eğer bu programdaki tutarlılık devam ederse ve enflasyon aşağı yönlü ilerlemeye devam ederse, yabancı yatırımcıların Türkiye’ye ilgisi artacaktır. O dönemde de Enerjisa Üretim halka arz için hazır hale gelecektir” dedi.

Davos’a yönelik değerlendirmelerde de bulunan Alper, “2024 yılında dünyanın neredeyse dörtte üçü seçim yapacak ve genel olarak sağcı partilerin iktidara gelme eğiliminde olduğunu görüyoruz. Ülkeler artık tüm dünyanın ortak çıkarları yerine kendi çıkarları peşinde koşan politikacılarla bu yolda yürümeye devam ediyor. Bu durum, Davos gibi ortak aklı arayan platformların işini zorlaştırıyor” ifadelerini kullandı.

Alper, “Geçmişte daha çok jeopolitik meseleler konuşuluyordu; bu sene yeni bir kavramla karşı karşıyayız: ‘jeoekonomik’. Artık ülkeler arası ekonomik savaşların olduğu ve gerçek savaşların da gerçekleştiği bir dönemdesiniz. Ancak savaş, ulusların rekabetçiliği üzerine bir ekonomik savaş haline geldi. Bizim gibi topluluklar, Sabancı topluluğu, bugün 16 ülkede faaliyet gösteriyor, yatırımlarımızın yarısını Türkiye’de yapmaya devam ediyoruz ama daha büyük pazarlara erişebilmek için dünyanın her yerinde yatırım yapmaya devam ediyoruz. Bu tür duvarların yükselmesiyle yerel üretim yaparak, yerel satış gerçekleştirmek bizim gibi topluluklara avantaj sağlıyor” diye ekledi.

Ekonomik savaşlar ile birlikte Türkiye’nin jeopolitik konum avantajını koruduğunu belirten Alper, “Türk iş dünyası adaptasyon kabiliyeti ve krizlere dayanıklılığı çok yüksek. Türkiye’nin jeopolitik konumu oldukça avantajlı. Amerika ile Çin arasında bir ekonomik savaş sürerken, bu savaşın en büyük kaybedeni Avrupa oldu; güvenliğine, enerjisine ve üretim teknolojilerine başkalarına emanet etmişti. Ana savaş Amerika ile Çin arasında gerçekleşiyor. Bunun sadece bir ekonomik savaş değil, aynı zamanda bir teknoloji savaşı olduğunu görüyoruz. Türkiye, geride kalan bu Avrupa’ya karşı rekabet avantajı elde etme fırsatına sahip. Türkiye, hala Avrupa’nın en iyi üretim merkezi olabilir; Türk şirketleri Avrupa’ya yüksek ihracat yapmaya devam etmelidir” dedi.

ABD’deki Trump yönetimi‘nin yatırımlar üzerindeki etkisini de değerlendiren Alper, “Biz Amerika’daki enerji yatırımları kararımızı aldığımızda, enflasyonu düşürme yasası yürürlükte değildi. Vergi avantajını oradan sağlıyorduk. Biden yönetimi, buradaki oranların bazılarını artırdı. Bu dönemde Amerika’nın bütün eyaletleri enerji ihtiyacı olacak; yapay zekanın hızla büyümesi ile Amerika’nın enerji açlığı oldukça yüksek olacak. Dolayısıyla her teknolojiye yatırım yapmak gerekecek. Trump yönetimi, bir yandan doğalgaza ve petrole dönüş sinyalleri verdi ama yine de Amerika, enerjisini sağlıklı bir şekilde dağıtmak zorunda. Nükleer teknolojisi ve yenilenebilir enerjiye yatırım yapılacağını düşünüyorum; biz o karardan önce oradaydık ve o karar sırasında bundan faydalandık” şeklinde konuştu.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu